Shay-Ling'in buradan Luo Yang'a kadar her yolda adamları var. | Open Subtitles | شاي لينق لديهم رجال في كل طريق من هنا وحتى لويانق. |
Gittiğim her yolda, her caddede perdeleri indirdim ve öylece yürüdüm. | Open Subtitles | في كل طريق أسافر في كل شارع . لقد أسقطت أحجبتي ومشيت بحرية |
tüm yollar kesilecek, her araba durdulup aranacak. | Open Subtitles | كل طريق سيتم سده كل سيارة توقّف و يتم تفتيشها |
Çünkü tüm yollar eninde sonunda bir yere çıkar. | Open Subtitles | لأن كل طريق يجب أن ينتهي في مكانٍ ما. |
Pekala millet 10 km boyunca arama başlatıyoruz, her yolu kapatın | Open Subtitles | حسناً، يا قوم تعرفون الإجراء المتبع سوف نغطي نطاق 6 أميال نقاط تفتيش عند كل طريق رئيسي |
Sonra da Helen evin tüm yolunu koşarak gelmişti. | Open Subtitles | وركضت (هيلين) كل طريق العودة إلى المنزل أنها فعلت ذلك |
Kasaba çıkışına giden tüm yolları kapattılar tüm telefon kulelerini devirdiler ve dünyanın geri kalanıyla iletişimimiz kesildi. | Open Subtitles | لقد أغلقوا كل طريق في المدينة وأسقطوا أبراج الهواتف، تم عزلنا عن بقية العالم .. |
Tesise giden bütün güzergâhları inceledik. 20'den fazla var. | Open Subtitles | حللنا كل طريق من المنشأة هناك أكثر من 20 |
Adam Paris'ten çıkan her yolda duracak değil. | Open Subtitles | هذا الرجل لا يستطيع إيقاف كل طريق يؤدي خارج باريس |
Şehir dışına çıkan her yolda çevirmeler ve kontrol noktaları istiyoruz. | Open Subtitles | أخبرهم أننا نريد عمليات مراقبة ونقاط تفتيش عند كل طريق تؤدي إلى خارج المدينة. |
Moğol askerleri hâlen her yolda konuşlu duruyor her kerhanede istedikleri gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | ما زال جنود المغول متمركزين على كل طريق, ويتنعمون بالخدمات في المواخير. |
her yolda değil. | Open Subtitles | ليس في كل طريق. |
Babamın hep dediği gibi, her yolda çamur vardır. | Open Subtitles | كما يقول ابي دوما "كل طريق وله فوائده |
Sana çıkar tüm yollar | Open Subtitles | وأن كل طريق يؤدى إليك |
- tüm yollar kontrolümde. | Open Subtitles | - إنني أراقب كل طريق |
Ağaçlar ve elektrik hatları her yolu tıkıyor. | Open Subtitles | . هنالك أشجار وأعمدة كهرباء تسدّ كل طريق |
çavuş, adamlarını getir. her yolu kesecağiz. | Open Subtitles | عريف ، احضر رجالك سنسد كل طريق |
her yolu kapatarak, hiç uyumlu bir çaba göstermediler. | Open Subtitles | لم يضعوا تدابير عالية ،لإغلاق كل طريق |
Sonra da Helen evin tüm yolunu koşarak gelmişti. | Open Subtitles | وركضت (هيلين) كل طريق العودة إلى المنزل |
Bütün siyah militanlar ve solcu gruplar tüm köprüleri tutacak, tüm yolları kapatacak ve sen uyumaya çalışırken pencerenin altında " polis vahşeti" diye bağıracaklar. | Open Subtitles | هذا بجانب حقيقة... سيكون عندك كل جماعة مسلحة و يسارية سوداء في المدينة يحجبون كل جسر, ويعطيلون كل طريق سريع... |
Kasabaya gelen ve giden bütün şehirler arası ve ara yollara ekip yerleştirdik. | Open Subtitles | لدينا حواجز على كل طريق بين الولايات طريق رئيسي او فرعي خارج هذه البلدة |