Hayır, Tek yaptığım zor bir görev alıp onu imkânsızlaştırmak oldu. | Open Subtitles | لا، كل ما فعلته هو الحصول على مهمة صعبة وجعلها مستحيلة |
Tek yaptığım konga hakkında konuşmaktı. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو أنني قلت شيئاً عن الكونغا |
Tek yaptığım bir kaç söz söylemekti. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو أبداء بضعة ملاحظات ليست للنشر |
Tek yaptığın herkesi korkutmaktı! | Open Subtitles | أنت لم تفعل شيئاً مفيداً كل ما فعلته هو الخوف فحسب ..أيها الـ |
Tüm yaptığım bütün öğlen onun karavanında oturup kıyafet denemesini seyretmekti. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو قضاء النهار في مقطورتها، ومشاهدتها وهي تجرّب بعض الملابس. |
Tek yaptığım birkaç söz söylemekti. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو أبداء بضعة ملاحظات ليست للنشر |
Tek yaptığım, istifa etmeye çalışmaktı. | Open Subtitles | لكن لم أفجر مختبراً وبالتأكيد لم أقتل أحداً. كل ما فعلته هو أني حاولت الإستقالة. |
Şimdiye dek Tek yaptığım, bu kadar uzun yaşamak ve vurulmamaktı. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو أننى عشت كل هذه الفترة و لم يُطلق النار على |
Tek yaptığım sorularını yanıtlamaktı. S.ktiminin hakimi. | Open Subtitles | اسمع، كل ما فعلته هو الرد على أسئلة وهو قاض |
Tek yaptığım şey, onu yarı yolda bırakmaktı. Ona bunları söyle. | Open Subtitles | . كل ما فعلته هو أنى خذلتها . أخبرها ذلك |
Sadece haklıydı. Tek yaptığım onu tehlikeye atmak. | Open Subtitles | ماعدا بأنها على حق، كل ما فعلته هو أن أضعها في خطر |
Bak, Tek yaptığım sana bir gelecek vermek... Normal bir yaşam şansı. | Open Subtitles | انظر، كل ما فعلته هو الاتاحة لك في المستقبل فرصة بأن تعيش حياة طبيعية |
Tek yaptığım kızı bir topar paraya götürmekti ki anladığım kadarıyla memnuniyetle aldı ve şehirden ayrıldı sensiz. | Open Subtitles | رجاء كل ما فعلته هو جلب تلك الفتاة الى انتظار كومة من المال والذي أرى أنها اخذته بسرور قبل أن تترك المدينة |
Tek yaptığım ne olur ne olmaz diye numaramı vermemdi. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو أني أعطيتها رقمي إن أرادت التحدث لشخص ما |
Tek yaptığım babaların ne kadar zayıf olabileceğini göstermekti. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو أني أريتهم كم من الممكن أن يصبح الآباء ضعفاء |
Tek yaptığım evrendeki en güçlü adamı yok etmekti. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو القضاء على أقوى رجل في الكون |
Tek yaptığın, torunumu ölüm cezasına çarptırmak oldu. Yaptığın bu. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو الحكم على حفيدتي بالموت هذا كل ما فعلت |
Tek yaptığın beni geri çekmek ve ne yapacağımı söylemek! | Open Subtitles | كل ما فعلته هو أن تملي عليّ ما يجب أن أفعله |
Anlamıyorsun. Tüm yaptığım çöp kutusundan çörek almaktı. Nasıl hırsızlık oluyormuş bu? | Open Subtitles | أنت لا تفهم, كل ما فعلته هو أني أخذت الدونات من الحاوية, كيف لهذا أن يكون سرقة؟ |
Tek yaptığı güvendiğini düşündüğü biriyle çıplak bir resim paylaşmaktı. | TED | كل ما فعلته هو مشاركة صورة عارية مع شخص اعتقدت أنه جدير بالثقة. |
Benim gözetim memuruma göre, yaptığı tek şey onu babasına bırakmaktı. | Open Subtitles | بناءً على مسؤول التسريح كل ما فعلته هو تركه مع والده |
Ben de amcamın at çiftliğine gittim ama yaz boyunca bütün yaptığım kürek işleriydi. | Open Subtitles | و كل ما فعلته هو تنظيف الفضلات طوال الصيف |