Her biri farklı fizik kanunlarıyla farklı bir evreni bize tanımlıyor. | TED | كل واحدة منها قد تصف كونا مختلفا بالإستعانة بقوانين فيزياء مختلفة. |
Beş sağlık evimiz var. Her biri için komite lideri seçilir. | Open Subtitles | لدينا خمس وحدات صحية تنتخب كل واحدة رجلاً فى اللجنة المركزية |
Beş sağlık evimiz var. Her biri için komite lideri seçilir. | Open Subtitles | لدينا خمس وحدات صحية تنتخب كل واحدة رجلاً فى اللجنة المركزية |
her bir tanesi, kolaylık için, bir tablet morfinle steril edilmiş. | Open Subtitles | كل واحدة منهم تحتوي على ضمّادة معقّمة ملفوفة حول قرص مورفين |
Bu kadınların hepsi minnettar ve gururluydu. | TED | كل واحدة من هذه النساء كانت شاكرة وفخورة. |
Güçlü sözler. Ölmekten daha kötü şeyler var ve hepsini hak ediyorum. | Open Subtitles | كلمات قوية، هناك أشياء أسوأ من الموت وأستحق كل واحدة منهم |
Seni on farklı mezara gömeceğim ve içini doldurduktan sonra her birine tüküreceğim. | Open Subtitles | سأدفنك في 10 مقابر مختلفة وسأبصق على كل واحدة بعدما أضع جثتك فيها |
Bu rakam serilerinin Her biri belirli bir kelimeyi işaret ediyor. | Open Subtitles | كل واحدة من هذه المجموعات . من الأعداد تمثل كلمة معيّنة |
Her biri farklı dozda binlerce derecelik yanmayı temsil ediyor. | Open Subtitles | كل واحدة تُمثل شئ يحترق في عدة مستويات من الحرارة. |
Ve Her biri büyük olasılıkla merkezinde süper kütleli bir kara delik barındırır. | TED | و من المحتمل أن كل واحدة تستضيف في جوفها ثقبا أسودا عظيما. |
fazlasıyla aktif olabilen hücrelerden. Bu hücrelerden Her biri | TED | التي تغدو نشطة في أمراض الصرع كل واحدة من هذه الخلايا |
Bu konuşmalardan Her biri ortalama yaklaşık 2.300 kelime uzunluğunda. | TED | كل واحدة من تلك المحادثات لديها متوسط طول حوالي 2,300 كلمة. |
Bu mavi hücrelerin Her biri bir kanser hücresi içindeki kanser genleri ve tüyün bir parçasılar. | TED | كل واحدة من هذه الخلايا الزرقاء هي جين سرطاني بداخل خلية سرطاينة، وهي جزء من الريش |
Bu şarkıların Her biri, bir olayı veya bir hareketi, bazen de popüler müziğin seyrini değiştiren bir ses devrimini temsil eder. | TED | تمثل كل واحدة من هذه الأغاني مشهدًا أو حركة ما، وفي بعض الأحيان، ثورة صوتية تغير تمامًا اتجاه الموسيقى الشعبية. |
Sanırım Her biri yaklaşık Kaliforniya büyüklüğünde. | TED | أعتقد أن كل واحدة منها بحجم كاليفورنيا. |
Bu sinyallerin Her biri önce serebral yarımkürenin ortasındaki röle merkezinden geçer ve ardından beyindeki diğer bölgelere dağılır. | TED | كل واحدة من هذه الإشارات تذهب أولاً إلى مركز تناوب في منتصف نصف الكرة المخية ومن ثم إلى أماكن أخرى في الدماغ. |
Her zincirde 22 bağlantı var. her bir Theta Pi mezunu için. | Open Subtitles | توجد 22 وصلة فى كل سلسلة كل واحدة تمثل خريجة من الأختية |
Tüm bunların hepsi bize kişi hakkında bir şey söyler. | Open Subtitles | كل واحدة من تلك الأشياء تخبرنا عن طبيعة الشخص |
Kızılderili müşterilerin hepsini kaybedeceksin. | Open Subtitles | ستخسر كل واحدة من تلك القبائل الهندية كزبائن |
Bu ikisinin her birine bin dolar veririm. Ve sana bir gösteri ayarlamak için ne yapabilirim, bakacağım. | Open Subtitles | أعطيك ألفاً في كل واحدة من هذه و سأرى ما الذي يمكنني عمله من أجل عرضك |
Hepsinin üstesinden geldiğim gibi yılmayıp bunun da üstesinden geleceğim. | Open Subtitles | سأتجاوز كل واحدة منهن سأتجاوز هذه أيضاً لن يردعني أحد |
Ama bu üç nesnenin Herbiri sizin için ifade ettiklerinin üzerinde ve ötesinde, onların geçmişteki kullanımlarına (tarihlerine) göre bir | TED | ولكن كل واحدة من تلك الامور الثلاث لها قيمة ثمينة فوق قيمتها الحقيقية بسبب انها تملك تاريخاً ومكوناً خاصاً بها |
her birinden azar azar beslenirsin ve herkes mutlu mesut evine gider. | Open Subtitles | كل واحدة تعطي قليلاً الجميع يذهب الى منزله سعيداً ، حسناً ؟ |
Kızımızla bir dakika daha geçirmek için her birini feda ederdim. | Open Subtitles | أنني سأقوم بمقايضة كل واحدة منهم لدقيقة واحدة أخرى مع ابنتنا |
- onlar kutulardır- her birinin içerisinde oldukça belirgin şeyler oluyor. | TED | وهى هذه الصناديق , وداخل كل واحدة جد منفصلة شيء يحدث |
O saç tuvaletlerinin her birinde... birkaç yüz devekuşunun tüyü var. | Open Subtitles | انهم زوجان مائة ريشة نعامة في كل واحدة من تلك القبعات |