Senin açıkça yaptığın gibi onun büyük bir kayıp olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | انا فقط لا أظن انه خسارة فادحة كما تفعلين انتى بوضوح |
Senin de yaptığın gibi kıçımı yırtıyorum ne yaptığımı bilmiyorum gibi. | Open Subtitles | إفساد عملي كما تفعلين دوماً، وكأنني لا أعرف ما أقوم به. |
Şuradaki adamlara doğru yaptığın gibi flört etmek işinin bir parçası mı? | Open Subtitles | ..أخبريني شيئاً هل من الضروري أن تتغنجي أن تتصرفي كما تفعلين لأولئك الرجال |
Duygularım daha sığ olsaydı, belki de senin gibi gizleyebilirdim. | Open Subtitles | لو كانت لدي مشاعر سطحية، استطيع أن اخفيها كما تفعلين أنتِ ماريان؟ هذا ليس عدلاً |
Uçaktaki başka hiç kimse senin kadar çok gaza getirici konuşma yapmadı. | Open Subtitles | لا أحد في هذه الطائرة يلقي خطابات كما تفعلين انت |
Şimdi onu masanın gözüne koy, her zaman yaptığın gibi. | Open Subtitles | و الآن ضعيه داخل الدرج، كما تفعلين دائماً |
Tek yapacağın, öylece yatmaktı.. her zaman yaptığın gibi. | Open Subtitles | كلّ ما كان عليك هو الإستلقاء، كما تفعلين بالعادة. |
Zıpla. Hadi. Düzüşmek istediğinde yaptığın gibi zıpla. | Open Subtitles | إقفزي الآن, كما تفعلين عندما تحصلين على علاقة |
Anneni arayıp yine Fransızca şikayet etsene, her zaman yaptığın gibi? | Open Subtitles | لمَ لا تتصلين بأمك وترشقين سلسلة من الشكاوي عليها بالفرنسية كما تفعلين دومًا؟ |
Her zaman yaptığın gibi beni... yargılamanı istemedim. | Open Subtitles | لم اكن اريدك ان تحكمي علي كما تفعلين دائما اتعرفين شيئا ؟ |
Hadi ama, her zaman yaptığın gibi bir içki daha al ve unut gitsin işte. | Open Subtitles | عليكِ فقط بشراب آخر. وأنسي الأمر كما تفعلين بكل شيء. |
Beğenmiyorsan hep yaptığın gibi söylediklerimi dikkate almazsın. | Open Subtitles | إذا كان لديكِ مشكلة حيال ذلك لا تهتمي كما تفعلين دائمًا. |
Biri "dünyayı kurtarmak için bir dakikanız var mı" diye sorduğunda yaptığın gibi. | Open Subtitles | كما تفعلين عندما يسألنّكِ النّاس، إن كان لديك دقيقة لتنقذي الأرض؟ |
Hiçbir şey. Her zaman yaptığın gibi uyu sadece. | Open Subtitles | فقط تخلدين إلى النوم كما تفعلين بالعادة. |
Normalde yaptığın gibi çok sesli gülme ve çok konuşma. | Open Subtitles | وأتعلمين ماذا ؟ لا تضحكين بصوت مرتفع كما تفعلين عادة ولا تتحدثى كثيراً |
O zaman hep yaptığın gibi giy külotunu da gizlice kaç buradan. | Open Subtitles | حسناً، ارتدى سروالكِ و إنسلى كما تفعلين كالمعتاد. |
Yani senin kafanın içine girebiliyor, senin bana yaptığın gibi mi? | Open Subtitles | بامكانه ان يكون داخل راسك كما تفعلين معي ؟ |
Keşke ben de senin gibi insanlar hakkında iyi düşünebilseydim! | Open Subtitles | ليت باستطاعتي حسن التفكير بالاخرين كما تفعلين. |
senin gibi kötü kullanmaktansa, mantıksız olmak daha iyidir. | Open Subtitles | من الأفضل ألا تتمتعي بالحكمة من أن تسيئي استعمالها كما تفعلين. |
Ben, senin gibi duygularımı bastıramıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتحمل هذا لا أستطيع أن أكتم مشاعري كما تفعلين |
Çünkü Lindsay de beni, en az senin kadar hafife alıyor. | Open Subtitles | مهمتي نجحت لأنها تقلل شأني كما تفعلين أنت |
Geçen gün otelde kalıp kalmadığını sorduğumda şu anda olduğu gibi yüzünüz kıpkırmızıydı. | Open Subtitles | عندما سألتك ما إذا كان قد بقي في الفندق احمررت خجلاً كما تفعلين الآن |
Hep onu savun, onun tarafında ol her zamanki gibi! | Open Subtitles | ولكن هذا صحيح دافعى عنها خذ جانبها كما تفعلين دائماً |