"كما هي" - Traduction Arabe en Turc

    • aynı
        
    • olduğu gibi
        
    • olduğu kadar
        
    • eskisi gibi
        
    • bu haliyle
        
    • olduğu haliyle
        
    • oldukları gibi
        
    • olduğu şekilde
        
    Akyuvar sayısı hala aynı, buna karşın alyuvar yüzde 29 düştü. Open Subtitles لازالت الخلايا البيضاء كما هي لكن قلت الخلايا الحمراء لـ29 بالمئة
    Yine de bu sürede kimi şeyler aynı kaldı. TED على الرغم من هذا فإن بعض الأشياء ظلت كما هي طوال ذلك الوقت.
    Değişen şey bu fakat bir çok farklı hastalık için standart boyamaların hepsi aynı biçimde kalıyor. TED لذا هذا ماتغير، لكن الصبغات المثالية لا تزال كما هي بالنسبة للعديد من الأمراض المختلفة
    İlk önce Howard'a köy resifini eskiden olduğu gibi göstermek istedim. Open Subtitles أولا أردت هاوارد أن يريني شعبة القرية المرجانية كما هي كانت
    Duyguların bilimde en az hayatımızda olduğu kadar önemli olduğunu söylemek istiyorum. TED أود أن أقترح أن العواطف لا تقل أهمية في العلم كما هي في أي جزء آخر من حياتنا.
    Ama Sicim Teorisi gibi bir teoriye inanıyorsanız, bütün küçüklük kavramı eskisi gibi olmayacak. Open Subtitles لكن إن آمنت بنظرية مثل نظرية الأوتار إذن ففكرة الصغر لن تكون كما هي عليها
    İnternette tanışma son 17 yılda çok değişmiş olsa da sinir bozucu şeyler aynı kaldı. TED في حين أن المواعدة عبر الإنترنت تغيرت جدًا في السنوات ال17 الأخيرة، لا زالت الكثير من خيبات الأمل كما هي.
    Böylece, çalışmanın gizliliği hiçbir şekilde ihlal etmediğine, ve çalışmanın bütünlüğünün aynı kaldığına emin oldum. TED لذا فقد تحققت أن العمل لا يوجد به شبهة بأي شكل, وأن نزاهة العمل بقيت كما هي
    Binlerce yıl öncesiyle bugün aynı olan bir dil yoktur. TED حيث لا وجود للغةٍ بقيت كما هي منذ ألف عام إلى يومنا هذا،
    Fakat yıllarca odak grupları büyük ölçüde aynı kalmıştır. TED ولكن مجموعات التركيز ظلت كما هي بشكل كبير خلال عقود.
    aynı bugün olduğu gibi bedenimizi ağır bir radyasyona maruz bırakırsak, öleceğiz. TED لكننا نعلم أننا إذا عرضنا أجسامنا كما هي الآن للكثير من الإشعاع، فسوف نموت.
    O zaman da aynı şekilde coğrafi açıdan ayrışmıştı - tıpkı bugünkü gibi - ve ABD tarihinde çoğunlukla bu şekildeydi. TED كان يحددها جغرافية المكان قديمًا بنفس الطريقة المخيفة تقريبًا كما هي اليوم، وكانت كذلك معظم الوقت طوال تاريخ أمريكا.
    Şimdi isimlerini değiştirdim ancak hikâyeleri aynı. TED لقد قمت بتغيير أسمائهما هنا، إلا أن قصتهما تبقي كما هي
    Kızımın sınırlı yanlarının farkındaydılar. Ama aynı zamanda güçlü taraflarını da gördüler ve onu olduğu gibi değerlendirdiler ve kabul ettiler. TED لقد عرفوا حدود إعاقتها. ولكنهم أيضاً رأوا قدراتها، احتفوا بها كما هي.
    Erkekler gevezelik ederler ve kadınlar sıçrarlar... Her zaman olduğu gibi Open Subtitles ما زلت تقول هذه الترهات عن الرجل والمرأة كما هي عادتك
    Kralların yeryüzüne gelecek, Herşey Yeryüzünde cennetinde olduğu gibi olacak Open Subtitles ليأت ملكوتك لتكن مشيئتك على الأرض كما هي في السماء
    Uyuşturucu savaşı içerde de, dışarıda olduğu kadar etkili. Open Subtitles حرب المخدرات تجري في الداخل كما هي على الشوارع
    Ve Ethan döndüğünde, herşey eskisi gibi olacak sandım. Open Subtitles و عندما عاد إيثان ظننت ان الامور ستكون كما هي في السابق
    -Annesi diyet hapı kullandırtmaz. -Evet. Kızının bu haliyle mükemmel olduğunu düşünüyor. Open Subtitles لن تعطيها أمها حبوب تخسيس إنها تظنها رائعة كما هي
    Sadece şu anki yaşantından olduğu haliyle memnun olduğunu biliyorum. Open Subtitles أنا أعرف فقط بأنك كنت سعيداً في حياتك كما هي
    İyiyi kabul etmeyiz ve işleri oldukları gibi kabul etmeyiz yenilikler getirmeyi asla durdurmayız. Open Subtitles نحن لا نُبلي بلاءاً حسناً ونحن لا نقبل الأمور كما هي ببساطة و نحن لانتوقف عن التطور
    Hayatımızı olduğu şekilde seviyorum. Söyleyeceğimin hepsi bu. Open Subtitles أحب أن تسير الأمور كما هي عليه هذا كل ماأقوله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus