Tatlım bu film izlemek gibi birşey değil. Bazen kayıp parçalar olabilir. | Open Subtitles | إنه ليس كمشاهدة الفيلم, صغيرتي هناك أجزاء تنقص في بعض الأحيان |
Sanki dev bir bebeğin ayı postunda yuvarlanmasını izlemek gibi. | Open Subtitles | الأمر كمشاهدة طفل عملاق يتدحرج على سجادة من فرو دب. ☺ |
Tanrım. Üçüncü sınıfta Oscar Wilde ve Noel Coward izlemek gibi. | Open Subtitles | (يا إلهي، إنها كمشاهدة (أوسكار وايلد و (نويل كوارد) بالصف الثالث |
Sanki şu doğa ile ilgili şeyleri seyretmek gibi, hani aslanlar savunmasız bebek zebrayı yiyorlar. | Open Subtitles | هذا كمشاهدة عرض غابة عندما تهجم أنثى الأسد على الحمار الوحشى |
Bilmiyorum, bugünkü çocuk sanki amatör film izler gibiydim. | Open Subtitles | لا أعرف ذلكالفتىاليوم.. لقد كان ذلك كمشاهدة الأفلام المنزلية |
Kıçının çıkış ve inişini I-MAX'te izlemek gibi. | Open Subtitles | الأمر يكون كمشاهدة مؤخرتك تهتز في أحد أفلام شركة "آيماكس" |
Bu film izlemek gibi birşey, senkronize birşey, bilmiyorum. | Open Subtitles | يبدو كمشاهدة فيلم غير متزامن لا أدري |
Yani bu biraz sey gibi, çok uzaktan bir pirenin arabanin farinin önünden geçisini izlemek gibi. | Open Subtitles | إنه كمشاهدة "برغوث" يمر أمام ضوء السيارة الأمامي, مسافة كبيرة جدا. |
Bu sanki Goofy'i Pluto'ya numara öğretirken izlemek gibi. | Open Subtitles | إنه كمشاهدة غوفي يعلم بلوتو الحيل |
Resmin kurumasını izlemek gibi. | Open Subtitles | إنه كمشاهدة فيلم جاف الألوان |
Vay be, Lemon, bu Hemingway'in yazmasını izlemek gibi, | Open Subtitles | رائع (ليمون)، هذا كان كمشاهدة كتابة (هيمينغواي) |
Bu aynı yavru köpekleri izlemek gibi. | Open Subtitles | هذا كمشاهدة الجراء |
Gümüş sırtlı maymunların dövüşmeyi beklemelerini seyretmek gibi. | Open Subtitles | انه كمشاهدة قردان ينتظران المعركة |
O Rusları yarıp geçerken... sanki kendimin genç versiyonunu izler gibiydim. | Open Subtitles | الامر كان كمشاهدة نسخة مصغرة من نفسي يقطع كل اولئك الروسيين , أتعلمين ؟ |
Annemle babamın oynaşmasını izler gibiydim. | Open Subtitles | تبدو كمشاهدة والدي وهم يفعلون ذلك |