Kuala Lumpur'da, sadece bir kişi tüm giriş yetkilerine sahip. Lee Kuan Hong. International Clearance Bankası'nın Başkanı. | Open Subtitles | وفي كوالالمبور , شفرة التحكم بجوزة رجل واحد |
Ve Kuala Lumpur valisi eğer bu müteahhid şehre bir şey geri veren bir şeyi takdim ederse onlara inşa edilebilir daha büyük bir brüt inşaat alan sağlayacağını söylemiştir. | TED | وعمدة كوالالمبور قال إنه إذا كان هذا المطور العقاري سيعطي شيئا يضيف شيئا ما للمدينة، سيعطونهم المزيد من إجمالي المساحة الأرضية التي يمكن البناء عليها. |
Kapatmalıyım. Kuala Lumpur'da bir gelişme var. | Open Subtitles | .يجب أن أذهب كوالالمبور" حياة فانية وحسب" |
Kuala Lumpur, Mumbai, Dubai'de adamlarımız var. | Open Subtitles | "لدينا ممتلكات في "كوالالمبور "مومباي", "دبي" |
Kuala Lumpur'da bir gelişme var. | Open Subtitles | .يجب أن أذهب كوالالمبور" حياة فانية وحسب" |
Kuala Lumpur, Mumbai, Dubai'de adamlarımız var. | Open Subtitles | "لدينا ممتلكات في "كوالالمبور "مومباي", "دبي" |
Hayır, Kuala Lumpur dan birinin gerçek saçı. | Open Subtitles | لا، اخترت شعراً حقيقياً من كوالالمبور |
Evet, çok belliydi. - Kuala Lumpur'dan Conrad Greene. | Open Subtitles | - السّيد كونراد جرين في كوالالمبور. |
Lütfen benimle Kuala Lumpur'a gel. | Open Subtitles | رجاء تعال معي إلى كوالالمبور. |
Şayet Kuala Lumpur'a gidersen şapka tak. | Open Subtitles | لذا، إن ذهبتِ إلى (كوالالمبور)، ارتدي قبّعة |
Benim 4. karım onunla Kuala Lumpur'da tanıştım. | Open Subtitles | زوجتى الرابعة لقد قابلتها فى (اشرم ) فى (كوالالمبور)ـ |
Kuala Lumpur'daki son saldırılardan da. | Open Subtitles | والهجمات الأخيرة في "كوالالمبور"... |