Sonra seni Annem gibi görmeye başlarım. Bu da biraz garip olur. | Open Subtitles | ومن ثم سأبدء التفكير بك كوالدتي وقد يكون هذا غريباً قليلاً لي |
Bence çok agresifim, tıpkı siktiğim Annem gibi. | Open Subtitles | أنا عدوانية أكثر مما ينبغي, كوالدتي تمامًا. |
Keşke Annem gibi öğretmen olsaydım. | Open Subtitles | كان يجدر بي أن أكون مدرس في مدرسة كوالدتي المعتوهة لا يجدر بك قول ذلك |
Tıpkı Annem gibi, bana hayat verdin. Kendinizi gayet zeki sanıyorsunuz, öyle mi dedektif? | Open Subtitles | تماماً كوالدتي التي قدمت لي الحياة لابد أنك ترين نفسك ذكية |
Ebeveynlerimiz, ebeveynlik yapmaktansa şarkı söylemeye daha meraklılardı bu yüzden Madison ikinci Annem gibi davranmaya başladı. | Open Subtitles | والدينا كانا مهتمين أكثر بالأداء من كونهما والدين لذلك مادسون تصرف أكثر كوالدتي الثانية |
Babam mesafeliydi. Annem gibi değildi. | Open Subtitles | والدي كان رائعاً, لم يكن كوالدتي مطلقاً |
Hayatım boyunca erkeklerin bana yalan söylemesinden bana destek olmamalarından ve Annem gibi yalnız kalmaktan korktum. | Open Subtitles | في حياتي كلها كنت خائفة جداً من الرجال الذين يكذبون عليّ ليس أنهم سيكونون لي أو ينتهي بي الأمر مخدوعة كوالدتي... |
Annem gibi olduğumu, endişe edilecek bir şey olmadığını. | Open Subtitles | انني كوالدتي ، لذا لاداعٍ للقلق |
Aynı Annem gibi bir kahraman olabilirim. | Open Subtitles | ويمكن أنْ أصبح بطلة تماماً كوالدتي |
Annem gibi konuşuyorsun. | Open Subtitles | حتى أنتِ الآن تتحدّثين كوالدتي |
Annem gibi olmandan iyidir. | Open Subtitles | ذلك أفضل من أن ينتهي بك المآل كوالدتي |
Tıpkı Annem gibi konuşuyorsun. | Open Subtitles | تبدين كوالدتي بالضبط |
İşte şimdi Annem gibi konuştun. | Open Subtitles | و الآن تبدو كوالدتي |
Annem gibi konuştun. | Open Subtitles | تقولينها كوالدتي |
Anne Annem gibi Yayıncılık okumak istiyorum | Open Subtitles | سوف أعمل في النشر كوالدتي |
Annem gibi konuştunuz. | Open Subtitles | تبدو كوالدتي |
Annem gibi değil. | Open Subtitles | -ليس كوالدتي |