Haydi. Bir fincan kahveyle anahtarını aldım diye anlaşma yapmış olmam ki. | Open Subtitles | بربكِ ، حصولكِ على مفتاح في كوبٍ من القهوه لا يعني أنه عقد قانوني إلزامي |
Bir fincan çay hepimize iyi gelir. | Open Subtitles | لكن لا شيء به نصف كوبٍ من السكر لا يصلح الأمر. |
Bir fincan çay almak için buralarda kimi tutuklamam gerekiyor? | Open Subtitles | من الذي يتوجبّ عليّ أن أقبض عليه هنا بتهمة شرب كوبٍ من الشاي ؟ |
Yani topluluğun başı derde girer diye bir de plastik bardakta. | Open Subtitles | اقصد، إنها حتى في كوبٍ للخارج فقط في حالةٍ كانت الدائرة في مشكلة |
Yolda içmelik bardakta. | Open Subtitles | إنه في كوبٍ هش من الألياف |
Şu anda bir fincan kahve için cinayet işlerim. | Open Subtitles | يمكنني أن أقتلَ أحداً فقط لأحصلَ على كوبٍ من القهوةِ الآن |
Bir fincan kahve içmek için bu sabah depoya uğramıştım ve yolun kenarında birkaç eşya buldum. | Open Subtitles | وأنا في طريقي لتناول كوبٍ من القهوة .. وجدت بعض الأشياء على قارعة الطريق .. |
Nerede olduklarını söylersen yün battaniyeye sarılıp moraran ellerinde sıcak bir fincan çay tutarsın. | Open Subtitles | قلّ لنا أين همُ؟ ! وستنال بطّانيّة صوفيّة مع كوبٍ من الشاي الدافئ. |