| Sen artık bir erkeksin ve bir erkek kendi kulübesinde yaşamalı. | Open Subtitles | أنت رجل الآن ، و يجب أن يكون للرجل كوخه الخاص به |
| Dışarıda kulübesinde. Bilirsiniz mağarası gibi bir yer. | Open Subtitles | إنه بالخارج في كوخه الزراعي إنه نوعاً ما كهف الرجوله الخاص به |
| McKeane onu çölde buldu... ve o hastanedeyken, kulübesinde buldum, | Open Subtitles | ماكين وجده في الصحراء وبينما كان في المشفى وجدته في كوخه |
| Atına binip dağdaki kulübesine gidiyor. | TED | انه يركب حصانه إلى كوخه الجبلي على نحو منتظم. |
| O sıkıcı kulübesine dönüp de canı sıkılsın istemem. | Open Subtitles | لا يمكنني احتمال أن يعود إلى كوخه الصغير وهو عابس |
| Fırtınada kulübesini kurtarmak isteyen yaşlı Merdel çıkageldi. | Open Subtitles | واثناء هذه العاصفة, كان هناك هذا العجوز ميرديل فى طريقه الى كوخه |
| kulübesinin üstüne o sloganları kimin yazdığını neden hiç sormadınız? | Open Subtitles | لماذا لم تطلب من كتب تلك العبارات على كوخه ؟ |
| Efsaneye göre Billy hâlâ bu ormandaki küçük kulübesinde yaşayıp yeni rehberlerin yoluna çıkmasını ve tekrar tekrar intikamını almayı beklermiş. | Open Subtitles | و الاسطوره تقول بأن بيلي لايزال على قيد الحياة .في هذه الغابه يعيش في كوخه الصغير ,منتضراً مستشارين جدد ليعبروا من هنا |
| Onun kulübesinde saklanıyoruz ama amacı yalnızca Yazar'ı bulmak değil. | Open Subtitles | نحن مجتمعون في كوخه وهو في البلدة لأمر آخر غير المؤلّف لكنّه لا يخبرني بالسبب |
| Yolun sonundaki kulübesinde yaşlı adam yeniden uykuya dalmıştı | Open Subtitles | أعلى الطريق في كوخه " " إستسلم الرجل العجوز للنوم ثانية |
| Bay Arsene'i dün gece kulübesinde gördüm. | Open Subtitles | رأيت السيد آرسن فى كوخه ليلة أمس. |
| Armonk'daki küçük iş hafta sonlarını Larry'nin Gloucester'daki lanet olası sahil kulübesinde onun sevimli gözlerini onun kaygısız, tatlı, lanet olası sürekli gülümsemesini! | Open Subtitles | حول عطلة نهاية أسبوع عملهم الصغيرة في أرمونك... حول كوخه اللعين على شاطيء غلوكستير... حول عينيه المتناسقتين... |
| 5 yıl önce Virjinya Sahili'ndeki kulübesine giderken kayboldu. | Open Subtitles | اختفى منذ خمسة سنوات خلال رحلته إلى كوخه في شاطىء فيرجينيا |
| Bay Carson yalnız kalması için kulübesine gönderdi. | Open Subtitles | أعاده السيد كارسن إلى كوخه ليطهو عصيره الخاص |
| Adam resim çekmeyi sevdiğini, onu ormandaki kulübesine götüreceğini söylemiş, ama kız kaçmış. | Open Subtitles | الرجل قال إنه يحب إلتقاط الصور، كان سيخذها إلى كوخه في الغابة لكنها لذت بالفرار. |
| Bir şekilde bizi oradan kurtarmayı başardı ve kulübesine götürdü. | Open Subtitles | إستطاع بطريقة ما من جرّنا و إخراجنا من هناك حتّى أوصلنا إلى كوخه |
| O bıçağı eski kulübesine, ona tuzak kurmak için biri koymuş olabilir. | Open Subtitles | أنه بإمكان أحدهم أن يكون قد وضع السكين في كوخه القديم .ليلفِّق التهمة عليه |
| Adamın kulübesini yaktıktan sonra daha fazla puro isteyemem ondan. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أسأله عن المزيد من السيغار بعد أن أحرقت كوخه |
| Köylüler onu dışarı çıkardıktan sonra öldürüp kulübesini yakıp kül etmiş. | Open Subtitles | الفلاحون قاموا بتخديره , وقتوله واحرقوه كوخه حتى لم يتبقى شئ الا رماد |
| ...vahşice dövülmüş halde kulübesinin yakınlarındaki küçük bir balıkçı teknesinde ölü bulundu. | Open Subtitles | وجد ميتاً في قارب صيد صغير قرب كوخه الصيفي الضحية تعرض لضرب وحشي |
| Güzel, bak kulübesinin üzerindeki gururlu... beyaz bayrağa yükseklerde uçuyor kulübesinin üzerindeki gururlu bayrak. | Open Subtitles | حسناً, العلم الأبيض يرفرف عالياً "ويفخر به فوق "كوخه "ويفخر به فوق "كوخه |