Onu seviyorum fakat, kuzey koreli mafyalardan bile daha fazla mesafe koyuyor. | Open Subtitles | أنا أحبها ولكنها تبني حوائط أعلى من التي يبنيها مساجين كوريون شماليون |
Annem Japon, babam Çinli çocuklarım koreli ve İbranice öğreten bir okula gidiyorlar. | Open Subtitles | أمي يابانية و أبي صيني و أطفالي كوريون يذهبون لمدرسة عبريه |
Beni dinle, koreli bi çift var ve burayı satın almak istiyorlar. | Open Subtitles | الآن, إستمع لي هُناك كوريون و يريدون شراء هذا المكان |
Kendimden eminim ki dünyanın her yerinde TED de dahil olmak üzere gittikçe artan başarılı Kuzey Koreliler göreceksiniz. | TED | وأنا واثقة بأنكم ستشهدون نجاح كوريون شماليون أكثر وأكثر في جميع أنحاء العالم، بما فيها مسرح TED |
Yoksa Koreliler ya da... | Open Subtitles | ... أو كوريون أو |
Koreliler mi? | Open Subtitles | كوريون ؟ |
- Kim'in torbacısına. Suçlular koreli olmalı. | Open Subtitles | أمين الخزينة للسيد "كيم - إنهم قتلة كوريون إذاً - |
"koreli yağışık ikizler bugün Maine'de ayırıldı." | Open Subtitles | "توائم كوريون موحّدون ينفصلوا اليوم في مين" |
"koreli yağışık ikizler bugün Maine'de ayırıldı." | Open Subtitles | "توائم كوريون موحّدون ينفصلوا اليوم في مين" |