Sizi rahatsız ettiğim için çok üzgünüm. Adım Ben Covington. | Open Subtitles | المعذرة, انا حقاً آسف لإزعاجكِ, اسمي هو (بين كوفينتون). |
Gazeteyi alabilmek için bu sabah Port Covington'a kadar gittim. | Open Subtitles | ذهبت إلى (بورت كوفينتون) فجرا لأحصل على نسخة |
Sophie Covington'ın bu işle bir ilgisi olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | اتظنين ان (صوفي كوفينتون) قد خدعت الجميع؟ |
Saat 1'de Covington'ın ölüm yıl dönümü için bir anma töreni yapılacak. | Open Subtitles | هناك نصب تذكاري الساعة 1 (نصب تذكاري لموت (كوفينتون |
Ölümünden bir yıl sonra bile Covington'ın egosunun yaşadığını görmek güzel. | Open Subtitles | من الجيد رؤية غرور (كوفينتون) يعيش بعد سنة من موته |
Sophie Covington ile ilişkisi olup olmadığını araştırman için tuttu seni. | Open Subtitles | عينتك لتكتشف (إن كان على علاقة سرية مع (صوفي كوفينتون هل هو على علاقة؟ |
Pekâlâ kesin bir kanıt değil ama ya Mailer ve Covington içeriden bilgilendirme olayını birlikte yaptılarsa? | Open Subtitles | حسناً ، ليس تأكيداً (ولكن ماذا لو (ميلر) و (كوفينتون يعملان بالتجارة الداخلية معاً |
FBI olayı çözmeye başlar Mailer da her şeyi Covington'ın üstüne yıkar. | Open Subtitles | مكتب التحقيقات على وشك إكتشافهم (لذلك (ميلر) يرمي اللوم على (كوفينتون |
Para kurtarıldı ve Mailer'ın Covington'ın regülatörünü kurcaladığını kanıtladın gibi görünüyor. | Open Subtitles | ويبدوا انه يمكنهم ان يثبتوا (ميلر) ، قد عدل عبوة الاوكسجين لـ(كوفينتون) |
Covington ile tek bağlantımızı kaybettik. | Open Subtitles | لقد فقدنا للتو صلتنا الوحيدة لـ(كوفينتون). |
Beni Covington ile görüştürürsen, onlarda sana yardımcı olurlar. | Open Subtitles | صلني لـ(كوفينتون), و سيكونون سعيدين بمساعدتك. |
Covington ile ilgili bir şey var mı? | Open Subtitles | مرحباً، هـل حـصلت على القيادة ( كوفينتون ) ؟ |
Covington 'ı 43 dakika içinde bulamazsak, elimizde bir ceset daha olacak. | Open Subtitles | لو لـَم نجد ( كوفينتون ) في 43 دقيقَة سنحـصل على جثة أخـرى |
Covington 'ın kurbanı öldürmesine 20 dakika kaldı. | Open Subtitles | لديـنـا 20 دقيقة قبل أن يقوم ( كوفينتون ) بقتل ضحـية أخـرى |
Covington sadece cerrah değil, aynı zamanda katil. | Open Subtitles | (كوفينتون ) ليس مجرد جراح (كيـن )، إنـه قاتل |
Hey, sence Reddington, Covington'ın çocuğu kurtarmaya çalıştığını biliyor muydu? | Open Subtitles | هل تـظن أن ( ريدينتون ) يعـلَم ؟ أن ( كوفينتون ) يحاول مساعدة الأطفال ؟ |
Covington kurtardığı her çocuk için, BB gibileri yaşattı ve 3 masum insanı da katletti. | Open Subtitles | كلطفلأنقذه(كوفينتون) هـناك ثلاثة قلى بالمقابل إنـه على قيد الحياة لإيذاء الأبرياء |
Covington yakalanmış ve çocukta kurtarılmış. | Open Subtitles | لقد أمسـكت ( كوفينتون )، والطفل في الإنعـَاش |
Samantha Cummings, Cecelia Dean, tanıştırayım, Ben Covington. | Open Subtitles | (سيسيليا ديم) هذا (بين كوفينتون). |
Sophie, Covington'a özenle hazırlanmış vedasını ediyor. | Open Subtitles | (صوفي) ، تعطي (كوفينتون) درس الرحيل |