Ülkemizin kurucuları, astronotlar ve Beysbol oyuncuları ya sarhoş ya da kokain kullanıyor. | Open Subtitles | كل آبائنا المؤسسين، روّاد الفضاء والأبطال الرياضيين، كانوا إما مخمورين أو مدمني كوكائين. |
Bu şeyi kontrol ettirdim. Tadı şeker gibi olsa da bu kokain. | Open Subtitles | سأتأكد من هذه المواد، بالرغم من أنّ طعمها مثل السكّر، لكنه كوكائين |
kokain çekiyoruz, ve bu pisliğin bir parçası olmak istemezsin. | Open Subtitles | انه يدعى كوكائين و لا تريد التورط في هذه القذاره |
- Neyin var? Bir miktar metamfetamin kokain, hap, biraz eroin. | Open Subtitles | لدي أكياس جديدة من المخدر الزجاجي كوكائين , حبوب وبعض المساحيق |
kokaini herkesin gözü önünde nakletmek için harika bir yol. | Open Subtitles | طريق نيس للتَحَرُّك كوكائين في البصرِ البسيطِ، |
Albany'ye getirmek için çok miktarda kokain toplaması gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | قال أنه يصفي حسابات كوكائين يعيده لمدينته |
kokain yüksek kaliteli, iyi mal. Adam çekmiş. | Open Subtitles | قنينة كانت كوكائين العالي النوعية محتوى عالي ألهمه |
Bay Carr Sağlık ve Güvenlik kanununun 11351 ve 11352 no'lu maddelerince yasadışı olarak kokain bulundurmak ve dağıtımını yapmakla suçlanıyor. | Open Subtitles | السيد كار متهم بحيازة كوكائين بهدف الاتجار كما تبين من قسم 11351 و11352 من قانون كالفورنيا للصحه و الآمان |
Botlar, oyuncaklar, bira şişeleri vücut parçaları, kokain dolu comdomlar, yavru timsahlar. | Open Subtitles | الاحذيه ولعب الاطفال وزجاجات البيرة . أعضاء الجسم ، واقيات جنسيه ملىء كوكائين والطفل قليلا التماسيح. |
Penisinden aşırı doz olacak kadar kokain çekmene imkan yok. | Open Subtitles | لا يمكنك إمتصاص كوكائين كافي لقضيبك للوصول لجرعة زائدة |
İşi öğrenmek istiyordum. Uzun çalışma saatleri, ağır bir iş ve çekebildiğin kadar kokain. | Open Subtitles | ساعات طويلة وعمل شاق وكل ما تستعمل من كوكائين |
Ayrıca kanınızda kokain de bulduk Sanırım onu da almamıştınız? | Open Subtitles | أيضاً وجدنا كوكائين في عروقك أظنك لم تأخذي هذا ايضاً ؟ |
Dün akşam depoda sizin el koyduğunuz kokainle aynı kimyasal yapıda kokain izleri bulduk. | Open Subtitles | وجدنا أثر كوكائين مستودع ليلة أمس بنفس الصنع الكيميائي للكوكائين المصادر في تلك الغارة |
O baskından kalan kokain altı ay sokaklarda kalmaz. | Open Subtitles | كوكائين في تلك الغارة لن يبقى ستة أشهر في الشوارع |
23-delta-bir olayı, efendim. Aşırı dozda kokain. | Open Subtitles | انها 23ديلتا واحد, سيدي جرعة كوكائين مفرطة جدا |
Senin kokain poşetin burda. Çölden geri gelince öteki poşeti vereceğiz sana. | Open Subtitles | هذا كيس كوكائين ستحصل على الاخر عند عودتك من الصحراء |
Bahsi geçen yarım milyar dolar değerinde kokain ve sence bu durum makaraya uygun bir konu öyle mi? | Open Subtitles | كمية كوكائين تساوي نصف مليار, أتعتقد أن ذلك مجال للاستخفاف؟ |
Daha da garip olan, altıncı balondaki daha az kokain... | Open Subtitles | والأذهى، تواجد بالون سادس مع كوكائين أقل، |
Sadece kokain değil. Kaçakçilik otoyolu açiyorum. | Open Subtitles | ليس كوكائين فحسب بل امهد لطريق سريع للمحظورات |
Soru şu ki, konuşacak kadar salak mı? Yeterince kokaini verdiğinde ağzından çıkmayacak şey yok. | Open Subtitles | ضع به ما يكفي من كوكائين ولن يفعل غير ذلك |
Çünkü eğer anlasaydın, uyuşturucu satıcını da bu işe dahil etmezdin. | Open Subtitles | لأنك إن فهمت، لم تخبر تاجر كوكائين بإستئجار أناس آخرين ليقوموا بعملي |
Bana biraz kokain ver. Kokainin var mı? | Open Subtitles | -أعطني بعض الكوكائين ألديك كوكائين ؟ |