Kendini ilahi bir cezalandırma temsilcisi olarak görüyorsun ama bu Tanrı'nın görevi, senin değil. | Open Subtitles | لقد عينك نفسك كوكيل لتحقيق القصاص الإلهي تلك مهمة الله وليست مهمتك |
Şey,bu koloninin temsilcisi olarak Londra'da geçirdiğim uzun yıllar bana bir şey öğrettiyse, Bay Dickinson, o da şudur ki: | Open Subtitles | "حسناً، بعد إقامتي الطويلة في "لندن كوكيل لمستعمرة لقد تعلمت شيء يا سيد (ديكنسن) و تعلمت من هذا |
Yine seyahat temsilcisi olarak çalışacağım. | Open Subtitles | سأعمل كوكيل سفريات مُجددا |
Buraya yalnızca FBI ajanı olarak gelmediğimi bilmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أنت يجب أن تعرف لست فقط هنا كوكيل مكتب تحقيقات فدرالي. |
Kariyerine Çin MSS'inde istihbarat ajanı olarak başladı. | Open Subtitles | بدأ مهنته كوكيل للاستخبارات الصينية بأمن الدولة |
Aslında, arabanı tuvalet olarak kullanmayı artık düşünmüyorum, ama seni tekrar temsilcim yapmaya karar verdim. | Open Subtitles | لن أستعمل سيارتك كمرحاض بعد الآن، لكن سأعلمك إذا أردتك كوكيل ثانية |
Ve temsilci olarak, altında çalışan herkesle konuşma hakkın var. | Open Subtitles | و كوكيل لديك كامل الحق في أن تتحدث مع أي شخص يشتغل تحت امرتك |
Bir FBI ajanı olarak içeri sızmanı ve aleyhimdeki kanıtları yok etmeni istiyorum. | Open Subtitles | لكنّنا ما عندنا وقت كثير. أريدك أن تذهب سريّ كوكيل لمكتب التحقيقات الفدرالي... ويتلف الدليل ضدّي. |
Burada FBI ajanı olarak bulunmuyorum. | Open Subtitles | لست هنا كوكيل مكتب تحقيقات فدرالي. |
SD-6'da benimle çalıştığın 11 yılda, saha ajanı olarak ne zeki olduğunu anladım. | Open Subtitles | في السنوات الـ11 بأنّك عملت لي في إس دي -6، جئت للإعتراف تألقك كوكيل حقل. |
Bir DEO ajanı olarak, bu dünyayı korumak için görevim var. | Open Subtitles | كوكيل لديو، لدي واجب لحماية هذه الأرض. |
Tam bir götüm ya. Ari, temsilcim olmanı istemedim. | Open Subtitles | أنا نذلة لا أريدك كوكيل أعمالي |
Ari temsilcim olmayacağı için senin olmana izin verdim. | Open Subtitles | تركتك كوكيل أعمالي لأن (آري) لم يشأ |