Quitman'a benim yüzümden girdiğinizi düşündükçe... - Size yardım etmek boynumun borcu. | Open Subtitles | الذنب الذى شعرتُ به لذهابكم إلى كويتمان بسببي... أدين لكم بمساعدة |
Sadece P.O. Box Quitman, Texas. | Open Subtitles | فقط هذا الرقم البريدي (في (كويتمان)، بـ(تكساس |
Sonunda Robert'ın atandığı Quitman Kalesi'ne gittiğimde... | Open Subtitles | بعدما عدت أخيراً إلى (فورت كويتمان) حينما تم تجنيد (روبرت) |
Mekanı cennet olsun, kocam Chuck, cezası bitince onu almak için Quitman'a gitti ama çoktan oradan gitmişti. | Open Subtitles | زوجي، (تشك)، رحمه الله ذهب إلى (كويتمان) لإخراجه بعد أن ينهي عقوبته، ولكنه كان رحل |
Yani hep Quitman'ın berbat olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لطالما إفترضت أنك كانت الأمور فظيعه في (كويتمان) |
Bobby Marks Quitman'daki gardiyandı ve gece geç saatlerde ranzama gelip beni götürürdü. | Open Subtitles | كان (بوبي ماركس) هو الحارس في (كويتمان) الذى كان يأتي ويخرجني من فراشي في الليل |
Quitman'da seni yıldırabilecekleri bir sürü yol vardı. | Open Subtitles | هنالك العديد من الطرق التي عبرها كويتمان) يقومون بتحطيمك في ) |
Hep Quitman'daki o zamanların berbat olduğunu varsaymıştım ama o kayıtta duyduklarım kadarını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لطالما أفترضتُ أن الوضع كان فظيع في (كويتمان) لا يوجد ما هو أفظع مما سمعته على الشريط |
Quitman'daki bazı şeylerin hiçbirini kimseye anlatmadım. | Open Subtitles | لم يسبق بي أن أخبرت أحد بشأن ما حدث في (كويتمان) |
Evet. Sana anlattığım, Quitman'daki diğer gardiyan. | Open Subtitles | نعم، هذا هو الحارس الآخر في (كويتمان) الذى أخبرتك عنه |
Quitman günlerinden beri senin için çalışıyorum. | Open Subtitles | وليس (ماركو) أنا أكافح معك منذ ايام (كويتمان) |
Duydum ki birkaç gün önce Bobby Marks'ı Quitman'dan iki arkadaşınla ziyaret etmişsin. | Open Subtitles | أتفهم ذلك، أنت ومجموعة من الأصدقاء من (كويتمان) قمتم بزيارة (بوبي ماركس) منذ أيام فائته |
Doğrusu pek umurumda değil çünkü Quitman ve seninle ilgili gereken her şeyi bize anlattı. Kayda da aldık dediklerini. | Open Subtitles | سأخبرك الصدق، أنا لا أكترث حقًا لأنه أخبرنا بكل شئ، أردنا معرفته بشأن (كويتمان) وبشأنك وقمنا بتسجيل ذلك |
Ben artık Quitman'da o itip kaktığın çocuk değilim. | Open Subtitles | لم أعد ذلك الفتى الذى أعدت أن تأمره في (كويتمان) بعد الآن |
Quitman'daki o beyaz çocukların işi değilmiş. - Şükürler olsun. - Eddie yapmış. | Open Subtitles | لم يكن الصبية البيض من (كويتمان) كان (إيدي) |
Quitman olayını daha fazla eşelersek her şeyi ortaya dökecek. - O zaman tamam. Bitti o zaman. | Open Subtitles | قال أننا لو أيقظنا مزيد من أشباح (كويتمان) سينكشف كل شئ لقد أنتهينا |
Quitman'da bize yaptıkları? | Open Subtitles | وكل الأشياء التى فعلها بنا في (كويتمان)؟ |
Quitman'da kanunlar ne işe yaradı? ! | Open Subtitles | لم يساعدنا القانون في (كويتمان) |
Quitman'daki işini 1998'de bıraktığı yazıyor. | Open Subtitles | لقد ترك الخدمة في (كويتمان) عام 1998 |
Bir akşam Quitman'a yalnız gittim. | Open Subtitles | لقد عدتُ إلى (كويتمان) ذات ليلة بمفردي |