Tek bir yerde yaşamaya inanmıyor musunuz, Bay Quick? Ailem taşındı. | Open Subtitles | انت لا تعتقد بالعيش في مكان واحد يا سيد كويك ؟ |
Yanlış kızın kapısını çaldın, Bay Quick çünkü asla senin olmayacak. | Open Subtitles | أنت تختار الفتاة الخاطئة سيد كويك لأنه لن يكون انت ابدا |
Arkadaşın Ben Quick'e 1000 dolar ödedim, bu arazinin hakları için. | Open Subtitles | لقد دفعت لصديقك ذاك بن كويك الف دولار حق هذه الارض |
Bu kasabada Quick'in ne anlama geldiğini bilmiyor musun? | Open Subtitles | ؟ ألا تعرف ماذا يعني كويك في هذه المقاطعة ؟ |
Çilekli Quik'e ölürüm. En sevdiğim pembe içecek bu hatta mide şurubunun önünde. | Open Subtitles | أحب "ستروباري كويك" لقد ، كان شرابي الزهري المفضل |
Bay Ben Quick ile bir şey başlattın ve ben bunu bitirmek zorundayım. | Open Subtitles | أنت بدأت شيئا مع السيد بين كويك وانا سيتوجب علي انهائه |
Şu mavi gözlü aygır şu elimle yetiştirilmiş ve seçilmiş Quick adındaki adam. | Open Subtitles | ذلك الجائزة الفحل المغلف بشريط ذلك الذي من تربية يدي وانتقائي الشخصي زميل يسمى كويك |
Başta o damızlık aygır Quick olmak üzere. | Open Subtitles | وبقولي كويك ذلك اقصد ذلك الحصان القوي الثابت |
Sana çok kapı açtım, Ben Quick. Hiç kendine sebebini sordun mu? | Open Subtitles | لقد اعطيتك الكثير من الفرص يا بن كويك هل سالت نفسك ابدا لماذا ؟ |
Şu Ben Quick, kesinlikle gelecek vaat eden biri. | Open Subtitles | ذلك هو بين كويك انه بالتأكيد ذو مستقبل صاعد |
Bay Quick 50 dolar teklif ediyor. Duydunuz mu, millet? | Open Subtitles | سيد كويك عرض خمسين دولارا تسمعون ذلك يارفاق ؟ |
Bay Quick, ben insanım. Bu ne anlama geliyor, biliyor musun? | Open Subtitles | سيد كويك انا انسان هل تفهم ما يعني هذا ؟ |
İsmim Quick, insanların ne kadar nefret ettiği önemli değil. | Open Subtitles | اسمي هو كويك ولا اهتم لمقدار كره الناس له |
Quick'in benim Clara'mda gözü olduğunu söylememiş miydim? | Open Subtitles | ألم أقل ان ذلك كويك كان مقدرا لابنتنا كلارا ؟ |
KRİZZ BAĞLAMINDA, McCULLIN "QUİCK" ADLI ALMAN DERGİSİNİN GÖREVLENDİRMESİ İÇİN BAŞKENT LEOPOLDVILLE'E GELDİ. | Open Subtitles | في جو من الذعر وصل ماكلن للعاصمة وكان يعمل لحساب المجلة الالمانية "كويك" |
Seni suçlu bulamam, Quick. Kanıt yok. | Open Subtitles | لا أستطيع الحكم ضدك، يا كويك.. |
İyi geceler öpücüğü aldım, Bay Quick. Öptü ve gitti. | Open Subtitles | لقد تم تقبيلي قبلة النوم سيد كويك |
Sen ve ben anlaştık, Ben Quick. | Open Subtitles | أنت وانا اصبح لدينا اتفاق يا بين كويك |
Bay Quick, yarışma ile ilgileniyor. | Open Subtitles | الان، سيد كويك مهتم بتكوين صحبة |
- Direktör Quake ile konuşmak istiyor. | Open Subtitles | المدير يريد أن يعرف ما حدث في كويك |
Hepsi Kwik E-Mart'ta, Amerika'ya inancımızı koruduğumuz yerde. | Open Subtitles | في دكان كويك إي حيث نؤمن بأميركا |
Siz gidip acılı Hint yemeğinizi mi paylaşacaksınız? | Open Subtitles | أنتما ذاهبان لتشاركا كويك وسلابر؟ أوغاد حمقى |
Bir Kwik-E-Mart sosisi gibi bir silindirin üzerinde sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | أنا عالق كما لو كنت نقانق "كويك إي مارت" داخل علبة |