Fakat Starling Şehri'nin kalanı için, başka birisiyim. Başka bir şeyim. | Open Subtitles | "أما بالنسبة لبقيّة مدينة (ستارلينج)، فإنّي شخص آخر، إنّي كيان آخر" |
Başka bir şeyim. | Open Subtitles | "إنّي كيان مختلف" "إنّي (السهم الأخضر)" |
Bay Qian çok duygulandı çünkü yeğeninin Çin'deki depremde öldüğünü düşünüyordu. | Open Subtitles | مستر كيان انتقل لانه يعتقد ان ابن اخيه قد مات في زلزال الصين |
Daha önce düşünmedim çünkü Wesen değil | Open Subtitles | لم أفكر بها من قبل، لأنها ليست كيان |
Sağ The Order, onlar sizi korumak için çalışıyorum karanlık bir varlığı. | Open Subtitles | طائفة المسار الأيمن السحربة تحاول حمايتكِ من كيان الظلام |
Bilgi denizinde yaratılmış, yaşayan, düşünen bir varlığım. | Open Subtitles | انا حي ، كيان مفكر الذي صنع في بحر المعلومات |
Diğer taraftan, her bir tür, varlık ya da olgu için, araştırmanın belirli özgün hedeflerine uygun çözümlerin olduğu önemli problemler bulunur. | TED | وبالعكس، لكل صنف أو كيان آخر أو ظاهرة، توجد مشاكل مهمة للحل الذي يطابق مجالات البحث تلك تماما. |
Sınırlı bir incelemenin ardından Ajan Mulder, cesedin dünya-dışı biyolojik bir varlığa ait olduğunu kabul etmeye hazırdı; sonunda hep istediği kanıtı bulmuştu bu sadece dünya-dışı yaşamın varlığını kanıtlamakla kalmayacak, aynı zamanda kızkardeşi Samantha'nın uzaylılarca kaçırıldığını da kanıtlayacaktı. | Open Subtitles | بعد إجراء فحص فيزيائي محدود, العميل مولدر كان جاهزاً للتصديق.. أن الجثة هي كيان بيولوجي من الفضاء الخارجي, |
Şimdi, böyle bir varlığın olduğunu hayâl edin insan duygularıyla dolu olduğunu. | Open Subtitles | لذا الآن تخيلوا هكذا كيان مع مدى كامل من العاطفة البشرية. |
Başka bir şeyim. | Open Subtitles | "إنّي كيان آخر" |
Başka bir şeyim. | Open Subtitles | "إنّي كيان آخر" |
Başka bir şeyim. | Open Subtitles | "إنّي كيان آخر" |
Başka bir şeyim. | Open Subtitles | "إنّي كيان آخر" |
Bay Qian bu çocuğun yeğeni olmadığını söylüyor ve çocukta onun amcası olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | السيد كيان يقول ان هذا الولد ليس ابن اخيه و الولد يقول انه ليس عمه |
Başkan Qian telefon ederse buralarda olman gerek. | Open Subtitles | يجب أن تكون قريباً في حالة أراد الرئيس كيان أن يتحدث بالهاتف. |
Bakalım onun arkadaşı Wesen mi bakalım. | Open Subtitles | لنذهب ونرى لو كانت صديقتها كيان |
Üzüm ve yapraklarda. Wesen tam olarak anlamıyor. | Open Subtitles | هذا لا يبدو مثل كيان |
Benim tahminime göre en küçük varlığı arıyorlar. | Open Subtitles | أظن إنهم يبحثون على كيان صغير على الأقل. |
O dünyanın ilk ölümsüz varlığı ve kendisi tedavi ile beraber hapsedilmiş. | Open Subtitles | هو أوّل كيان خالد بالعالم وإنّه حبيس مع الترياق |
Bu okulda otuz yıl harcadıktan sonra sadece görünmeyen, duyulmayan bir varlığım. | Open Subtitles | هذا بعد قضاء ثلاثون سنةَ في هذه المدرسةِ انا فقط كيان غير مسموع غير مرئي. |
Bana organın kendisi ayrık birşeymiş gibi göründü, ayrık bir varlık gibi. | Open Subtitles | العضو نفسُه بدا لي كشيء مفصول، كيان مفصول بالنسبة لي |
Elimizdeki bu ceset uzaylı biyolojik bir varlığa ait. | Open Subtitles | -ما لدينا هو جثة.. كيان بيولوجي من الفضاء الخارجي. |
veya daha kesin bir şekilde ifade edersek üstün bir varlığın olduğundan şüphe etmek demektir. | Open Subtitles | و بشكل دقيق أكثر, أن تشك بوجود كيان خارق للوجود |
Kian Nouri'den bahsediyorsun Dubai'de intihar eden İranlı işadamından. | Open Subtitles | أنت تقصد كيان نوري رجل الأعمال الإيراني الذي وجد منتحرا في دبي |
Veya onlar, yaşamaya devam etmek için; daha büyük bir bütünün, milletin, ailenin, kabilenin ya da gen havuzunun bir parçası olmayı umarlar. | TED | حيوي محسوس كالأطفال كما أنهم يحبون ويأملون أن يعيشوا كجزء من كيان أعظم وطن أو أسرة أو قبيلة من خلال جيناتهم |