"كيفية التعامل" - Traduction Arabe en Turc

• nasıl başa
• nasıl davranılır
• nasıl davranacağını
• nasıl idare edeceğimi
• nasıl davranılması gerektiğini

Bu dürtüyle nasıl başa çıkacağım konusunda bana bazı tavsiyelerde bulunabileceğini düşündüm.
وكنت آمل بأن تسديني نصائح سريعة حول كيفية التعامل مع الغرائز الملحّة

Gerçek sorunları vardır ve orada gerçek hayatla nasıl başa çıkılacağını öğrenirler.
وليهم مشاكل حقيقية وهم يتعلمون كيفية التعامل معها , في العالم الحقيقي

Aile üyelerine nasıl davranılır sen nereden bileceksin?
كيف يمكنك ان تعلم كيفية التعامل مع افراد الاسره

Bir bayana nasıl davranılır bilmiyorsun.
كنت لا تعرف كيفية التعامل مع سيده

Tabii burada oturup beni sinirlendirmek istiyorsan, o başka. Medeni insanlar arasında nasıl davranacağını öğrenemedin.
إن أردت الجلوس هنا ومضايقتي، فلن تتعلم كيفية التعامل مع الناس المتحضرين

Neyse ki zalim metresimi nasıl idare edeceğimi biliyorum.
لحسن الحظ، أعرف كيفية التعامل مع سيدتي القاسية

Senin beraber yaşadığın o itler Tanrı'nın adamlarına nasıl davranılması gerektiğini bilmiyor.
أولئك الكلاب الذين تعيش معهم إنهم لا يعرفون كيفية التعامل مع رجال الله

Bu gerçeklikle nasıl başa çıkacaklarını hayal edemediler ve edemiyorlar.
ولم تستطيع ولا بامكانها ان تتصوّرَ كيفية التعامل مع ھذا الواقع.

fakat onla nasıl başa çıkacağımı bilirdim karısı onu terk ettiği zaman
آجل ، لكننى عرفت كيفية التعامل معه أثناء الوقت الذى تركته فيه زوجته

Sen böyle durumlarla nasıl başa çıkılacağını her zaman bilmişsindir, Billie.
أنت دائما تعرفين كيفية التعامل مع هذه الأشياء يا بيلى

Üzgünüm ama bununla nasıl başa çıkılacağını gösteren bir kılavuz yok.
وما من دليل حول كيفية التعامل مع هذا الامر

Bu garipliklerle nasıl başa çıkacağınızı biliyorum
أنا أعرف كيفية التعامل مع هذا النوع الشاذّ.

Bununla nasıl başa çıkacağını bilmiyorsa, nefes ritmini tamamen kaybeder.
إذا كان لا يعرف كيفية التعامل معها , يحصل القيت له إيقاع التنفس خارج

Bunun gibi kızlara nasıl davranacağını öğrenmen lazım.
سيتوجب عليك تعلُّم كيفية التعامل مع التملُّق من فتيات مثل تلك.

- Parmağında yüzük var yani aile yemeklerinde nasıl davranacağını biliyorsun.
ليس من شأنك- أنت ترتدي خاتماً في أصبعك- يبدو أنك تعرف كيفية التعامل مع عائلتك

Şu andan itibaren Clavermorelar'ı nasıl idare edeceğimi düşünmem gerek.
إنّني بحاجة للتفكير في هذا، في كيفية التعامل مع آل كليفرمور وذلك من الآن فصاعداً.

Onu nasıl idare edeceğimi biliyorum.
أنا أعرف كيفية التعامل مع لها.

Bir hanımefendiye nasıl davranılması gerektiğini unutmuşum.
أنسى كيفية التعامل مع سيدة حقيقية.