Örneğin, çocuklara okumayı nasıl öğrettiğimizi düşünün. | TED | مثلًا، فكروا حول كيف نعلّم الأطفال كيفية القراءة. |
okumayı öğrendiğim için memnunum. | Open Subtitles | .لكنني أنا سعيد لأن تعلمت كيفية القراءة هناك |
okumayı 6 yaşında öğrenirsin. | Open Subtitles | .يا صاح، تتعلم كيفية القراءة عند السادسة من عمرك |
Eğer şöyle bir soru sorarsam, "Bir çocuk okumayı bir sınıfta nasıl hızlı öğrenir?" | TED | إذا طرحت سؤالا مثل "ما سرعة تعلم الطفل كيفية القراءة في الفصل؟" |
O yüzden de hala okumayı bilmiyorum! | Open Subtitles | لهذا السبب أنا ما زلت لا أعرف كيفية القراءة! |
Sen okumayı biliyorsun. | Open Subtitles | لا تكن مضحك. بالطبع تعرف كيفية القراءة. |
Kölelere okumayı öğrettiği için ona bu isim verilmiş. | Open Subtitles | "وقد سُمي بهذا الإسم لأنه علم العبيد كيفية القراءة. |
Bazılarının okumayı öğrenmeye ihtiyacı var. | Open Subtitles | بعض الناس بحاجة إلى تعلم كيفية القراءة |
Bayan Alisch, kuyruğun önüne geçti ve dedi ki, "Ona okumayı ben öğrettim." (Gülüşmeler) Sonra, hayatımı değiştiren bir şey oldu. | TED | السيدة أليش قطعت مقدمة الصف و قالت "علمته كيفية القراءة." (ضحك) عندها شيء ما حدث غير حياتي |
Ona okumayı öğrettiğini gördüm. | Open Subtitles | رأيتك teachin 'ها كيفية القراءة! |
George, eğer çeneni kapalı tutarsan, sana bir dolar vereceğim ve siz ikiniz okumayı biliyorsanız... | Open Subtitles | جورج) ، سأعطيك دولار إذا أبقيت فمك مغلق) و دولارين إذا تعلمت كيفية القراءة |
okumayı hapishanede öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت كيفية القراءة في السجن |
Hatta, Koç Bagg'e okumayı öğrettiğini hissediyorum. | Open Subtitles | في الواقع، أشعر أنّها كانت تدرسّ المدرب (باغ) كيفية القراءة. |
Bana okumayı öğretmedin. | Open Subtitles | أنت ما علّمتني كيفية القراءة! |