Bu ana gelmek için yok ettiklerim her şey önüne çıkacak. | Open Subtitles | الأشياء التي دمرتها كي أصل لهذه اللحظة كل شيء وأي شيء وقف في طريقي |
Bulunduğum yere gelmek için çok çalıştım. | Open Subtitles | لقد عملت بجد كي أصل إلى ما أنا عليه |
Bulunduğum yere gelmek için çok çalıştım. | Open Subtitles | لقد عملت بجد كي أصل إلى ما أنا عليه |
Evet, tabii ki biliyorum canım. Bütün bunlar sana ulaşmak için. | Open Subtitles | طبعا أنا أعلم ذلك، هذه مجرد خدعة كي أصل إليك |
Benim hedefime ulaşmak için aşmayacağım hiçbir çizgi yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد هناك حدود لن أتعداها كي أصل إلى هدفي |
Ve sonra ben, tüm şu, tüm şu şeyleri... kadın vücutlarını geçmek zorunda kaldım...bu odaya ulaşmak için, ki bu da bir çeşit delilikti. | Open Subtitles | وبعد ذلك كان علي أن أتخطى كل... أجساد النساء تلك كي أصل لهذه الغرفة، لقد كان ذلك ضرباً من الجنون |
Buraya gelmek için ne kadar çok çalıştığımı biliyorsunuz. | Open Subtitles | لذا... أنت تعلم كم عملتُ بجد كي أصل إلى هنا |
Bütün hayatım boyunca olduğum yere gelmek için çalıştım. | Open Subtitles | . عملت كل حياتي كي أصل إلى ماوصلت إليه |
Buraya gelmek için iki buçuk saat araba kullandım. | Open Subtitles | قدت ساعتين و نصف كي أصل هنا |
Ya ben yeni ve uzun kadınımın boyuna ulaşmak için ayağıma sırık geçiririm... | Open Subtitles | إما أن أحضر أعمدة خشبية كي أصل إلى امرأتي الجديدة الطويلة... |
Ben Alan Wilson'a ulaşmak için gerekeni yaptım. | Open Subtitles | لقد قمت بما توجب عليّ القيام به كي أصل لـ(آلِن ويلسن) هنا |