Koktuğunu bilmek için Detroit'e gitmem gerekmiyor. | Open Subtitles | ليس عليّ الذهاب إلى ديترويت كي أعرف أن رائحتها كريهة |
Evet, senin de görmeni dilerdim... Ne düşündüğünü bilmek için. | Open Subtitles | نعم ، نعم ، كنت أحب أن تشاهديها كي أعرف ما هو رأيك. |
Fıstıklı tatlı sevdiğini bilmek için internete bakmama gerek yok Paul. | Open Subtitles | لا داعي أن أدخل الشبكة يا بلارت كي أعرف أنك تحب الغباء |
Ben de eve gittim ve ne olduğunu öğrenmek için haberleri izledim. | Open Subtitles | عدت للمنزل وشاهدت الأخبار كي أعرف ما حدث |
Anneme de olduğunu öğrenmek için Denver'a geldim. | Open Subtitles | . أتيت إلى "دنفر" كي أعرف ماحصل لأميّ بالضبط |
Biliyorsun, bana ayda bir e-posta gönder ki hala yaşadığını bileyim. | Open Subtitles | أتعلمي ، رسالة واحد فقط في الشهر كي أعرف انكِ على قيد الحياة. |
Ne dediğini bilmek için duymama gerek yok. | Open Subtitles | أنت تعلم أنني لست بحاجة لسماعك كي أعرف ما تقوله |
Durumunu öğrenmek için geldim. | Open Subtitles | -لقد أتيت للتو كي أعرف حاله |
Burgonyayla bir şeyler çeviriyor mu diye öğrenmek için. | Open Subtitles | كي أعرف إذا كان تتآمر مع (بيرغندي) |
Elini oynat ki yaşadığını bileyim. | Open Subtitles | وابقي يديك تتحرّك، كي أعرف |