Bir şey daha diyeyim eğer dünyada Çok fazla insan olduğuna karar verseydi salgın bir hastalık ortaya çıkarırdı. | Open Subtitles | سأخبرك شيئًا آخر إذا قررّت بشكل مفاجئ أو عقلاني أنّ هناك أناسٌ كُثر في العالم كانت لتنشر مرض الطاعون |
Onun çok kurnaz olduğundan bahsettiler, ve Çok fazla müridi varmış. | Open Subtitles | يقولون أنها ماكرة جدا، وبأن لديها أتباع كُثر. |
Tubman, yeğenini, kardeşlerini, ebeveynlerini ve Birçok insanı kurtarmak için 13 defa güneye döndü. | TED | عادت توبمان إلى الجنوب 13 مرة لتحرير ابنة أخيها، وأشقائها، والديها، وآخرون كُثر. |
Burada senin gibi, yerleştirmede zorlandığımız Birçok kişi var. | Open Subtitles | يوجد أناسٌ كُثر الذين يعانون من مشاكل في المكانِ مثلك |
pek çok insan için bu fikir, korkunç bir düşüncedir. | Open Subtitles | بالنسبة لناس كُثر, هذه الفكرة فكرة مُرعبة |
Sayıları da giderek artıyor gibi. Aile olarak tek yapabileceğimiz şey, bir arada kalmak. Ve gizli kalmak. | Open Subtitles | ويبدو أنهم كُثر جدًا، وفي هذه الحالة كل ما بميسورنا فعله كعائلة واحده هو التيقظّ. |
Talipleri bol. | Open Subtitles | الخاطبين كُثر يقدمون الخيول بالعشرات |
Sizi sarayımda ağırlamak isterdim sultan hazretleri ancak oldukça kalabalık gelmişsiniz. | Open Subtitles | أتمنى لو كنت أستطيع أن أستضيفكم فى قصرى ولكنكم كُثر |
Yıllar boyunca Çok fazla kişiyi öfkelendirdiğimi biliyorum. Birçokları şu anda burada. | Open Subtitles | أعلم إنني أغضبت أناس كُثر عبر السنوات ومعظمهم موجود هُنـا في هذه القاعة |
Sayıları Çok fazla! Arazi avantajı onlarda. | Open Subtitles | إنهم كُثر إنهم على أرض مُرتفعة |
- Aman Tanrım. - Çok fazla insan var. | Open Subtitles | ـ يا إلهي ـ ببساطة فهناك أشخاص كُثر |
Bu, Tyler ve başta kadınlar, azınlıklar, gey ve lezbiyenler olmak üzere Çok fazla sayıda insanın ödediği kurbanlara malolan fiyatı ölçmeyip, onları avlayanların karlarını ölçüyor. | TED | و هو ثمن لا يقدر الكلفة بالنسبة للضحية مثل تايلر و آخرين كُثر تحديدا النساء و الأقليات و ما دفعه أعضاء مجتمع LGBTQ و لكن الثمن يقيس أرباح أولئك الذين يقعون ضحية لهم |
Ama bizim için iyi de olabilir. Nikita, Çok fazla arkadaşımız yok. | Open Subtitles | ذلك قد يكون مُفيد لنا (نيكيتا)، لم يعد لدينا أصدقاءٌ كُثر |
Çok fazla insan varmış gibi geldi. | Open Subtitles | يبدو هذا كأشخاص كُثر |
Birçok insana yaptıklarımdan memnun değilim. | Open Subtitles | و لا تُعجبني بعض الأشياء التي فعلتها لأُناس كُثر |
Geçen yılki ayırma, önümdeki Birçok insanı geciktirdi. | Open Subtitles | التنحيه العام الماضى تسببت فى تأخر أشخاص كُثر كانوا متقدمين عنى |
Tehditlerine rağmen Birçok cesur adam ona karşı koydu. | Open Subtitles | على الرغم من تهديداته لهم إلا أن رجالًا كُثر إستطاعوا أن يتحدوه |
Buradaki pek çok kişi ona karşı pek hoş davranmadı. | Open Subtitles | إلى أن انتقلت إلى هنا لبدء حياتها من جديد ودعيني أُخبركِ أنّ أُناس كُثر في الأرجاء هنا ليسوا ودودين تجاهها |
Anlaşıldı ki, pek çok insan bir kadeh soğuk elma suyuyla kucak dansı yaptırmak istemiyor. | Open Subtitles | تبيّن، إنّه ليس هنــــاك أُناس كُثر يستمتعون بالرقص على الحضن مع كوب من عصير التفاح البارد. |
Sayıları da giderek artıyor gibi. Aile olarak tek yapabileceğimiz şey, bir arada kalmak. Ve gizli kalmak. | Open Subtitles | ويبدو أنهم كُثر جدًا، وفي هذه الحالة كل ما بميسورنا فعله كعائلة واحده هو التيقظّ. |
Talipleri bol. | Open Subtitles | الخاطبين كُثر يقدمون الخيول بالعشرات |
Sizi sarayımda ağırlamak isterdim sultan hazretleri ancak oldukça kalabalık gelmişsiniz. | Open Subtitles | أتمنى لو كنت أستطيع أن أستضيفكم فى قصرى ولكنكم كُثر |