Bugün insanlar Adam'ı aramak için çok uzun süre suda kaldılar. Neredeyse bayılacaklardı. | Open Subtitles | الناس كَانوا يُعتّمونَ هناك اليوم، بَقاء أسفل يَشتاقُ للنظرةِ لذا لآدم. |
Adam Baylin uzak durmalarını söylediğinde bile dinlemediler. | Open Subtitles | لم يستمعوا حتى لآدم بايلن لما طلب منهم أن يبقوا بعيدا |
Yemin ediyorum, eğer bıçağı bırakıp benimle gelirsen sana da Adam'a da yardım ederim. | Open Subtitles | اقسم بالرب ان تركته و أتيت معي فسأحضر لك و لآدم |
Ama Adam'ın başka bir babadan olduğunu biliyordun bu yüzden senin için o gerçek kardeşin değildi. | Open Subtitles | لكنك تعلم ان لآدم أب آخر. لذلك في تفكيرك انه في الحقيقة لم يكن اخوك. |
Herşey hazır olduğunda Tanrı Adem ve Havva'ya diyor ki: | Open Subtitles | وعندما كان الله قد أتم عمله، قال لآدم وحواء: |
Adam'ın aynı sorunları yaşayan biriyle takılması fena olmaz belki de; | Open Subtitles | أتعرفين؟ ممكن أن لا يكون شيئا سيئا لآدم أن يكون لديه صديق يضقي معه الوقت |
Kusura bakmayın, Adam için sorularınız olduğunu biliyorum, ama yapmayın ya. | Open Subtitles | أنا أعرف إن لديك الكثير من الأسئلة لآدم ولكن هيا |
"Adam Kemper Samuel Abbott'la, namı diğer Balon Adam'la geçirdiği süre boyunca işlenilen tüm suçları için yargılanmadan muaftır." | Open Subtitles | لآدم متكاملة وهو لديه حصانة ضد أي جريمة إقترنت بسامويل آبوت رجل المنطاد |
Kono, Adam'la konuşmalısın, bakalım araziyle ilgili bir bilgisi var mı? | Open Subtitles | كونو ربما عليك التحدث لآدم إذا كان يعرف أيّ شيئ بشأن هذا المكان |
Micheal ve gerekirse Adam'la Chin ve ben konuşuruz. | Open Subtitles | شين وأنا سنتحدث لمايكل وسنتحدث لآدم أيضاً إذا اضطررنا |
Ne bizim için, ne Adam için. | Open Subtitles | لـيس عدلا بالنـسبة لنـا وَ ليس عـدلا بالنـسبة لآدم |
Ve Adam'a Terrino'lar hakkında tek bir kelime dahi konuşmadığımı bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم أني قلت كلمة واحدة لآدم بخصوص تيروينو |
Adam'a bahsetmedim çünkü neden yok yere onu kıskandırayım? | Open Subtitles | لم أذكر الأمر لآدم لأنه لا داعي ليشعر بالغيرة دون سبب |
İşte,MIT medya laboratuvarından doktora öğrencisi Adam Boulanger için alkış istiyorum. ve Dan Ellsey için de. TED ve Bombardier Flexjet'in sayesinde Dan bugün bizimle birlikte, ve Tewksbury 'den bütün yolu bunun için geldi.Tewkksbury hastanesinde yatılı kalıyor. | TED | لذا ، يمكنكم التصفيق لآدم بولنجير طالب الدكتوراه من معهد ماسوتشستس ودان السي. دان شكرا لتيد وبومبارديل فلكسجيت ، دان معنا هنا اليوم قادم من تيوكسبري ، هو مفيم في المستشفى |
Belki de Adam'ın dişi kopyasıdır. | Open Subtitles | ربما كانت لآدم فتاة مشابهه لها |
Adam ve ben bugün itibari ile bir yıldır beraberiz. | Open Subtitles | فاليوم يمر عام على مرافقتي لآدم |
Adam Smith, Dünya'daki en büyük kar sağlayıcı ekonomik sektörün, neticede finansal takas ya da diğer adıyla yatırımın içinde olacağını anlamamıştı. | Open Subtitles | كان معنياً بتجارة سلع حقيقية، ملموسة، داعمة للحياة. وطبعاً لم يكن لآدم سميث أبداً أن يدرك أن أكثر القطاعات الاقتصادية ربحية في عالمنا الآن |
- Oh, Adam için gelmiş olmalısınız. | Open Subtitles | - أوه، أنت يَجِبُ أَنْ تَكُونَ هنا لآدم. |
Nadine Davies, Adam Davies ile evli. | Open Subtitles | وهو متزوج نادين ديفيس لآدم ديفيز |
Elfler, insanlar Adem ve Havva'nın ilk günahı yüzünden lekelenmeselerdi neye benzeyeceklerini temsil eden, mükemmele yakın özelliklere sahip ölümsüz canlılardan oluşan bir ırktır. | Open Subtitles | فهم جنس كائنات خالدة شبه مثالية ويمثلون الصورة التي يتمنى أن يكون عليها البشر لو لم يتلوثوا بالخطيئة الأولى لآدم وحواء |
Tanrı'nın Adem ve Havva'yı yaratmadan önce Lilith'i yarattığını söyler. | Open Subtitles | و ينص على أنه قبل خلق الرب لآدم و حواء قام بخلق ليليث |