DSRV'yi olabildiğince uzağa almalıyız. | Open Subtitles | نحتاج إبعاد دي اس ار في لأبعد مسافة ممكنة |
Durum kontrole alınana kadar buradan mümkün olduğunca uzağa. | Open Subtitles | سنبعدكم لأبعد مسافة ممكنة حتى احتواء الموقف |
Bu işi daha ileri taşımak benim için onursuzluk olacak. | Open Subtitles | سيكون عاراً عليّ إن تركت ذلك يستمر لأبعد من هذا |
Fakat tasarımcılar, mucitler ve girişimciler olarak, bizim işimiz sadece bu şeyleri fark etmek değil, aksine bir adım daha ileri gidip, onları düzeltmeye çalışmak. | TED | لكن عمل المصممين والمبتكرين وأصحاب المشروعات، ليس فقط ملاحظة تلك الأشياء بل الذهاب لأبعد من ذلك ومحاولة حَلِّهَا. |
Ürünlerin ve servislerin ötesine geçme zamanının geldiği, ve aynı yaklaşım ile, bir servisi özelleştirirsek nasıl olur? | TED | الوقت قد حان للذهاب لأبعد من البضائع والخدمات، والإستخدام، بنفس التوجه، ماذا يحدث عند تخصيص الخدمات؟ |
Yine de kesinlik konusunda yatırımlar daha önceden mümkün olanı çok daha ileriye götürmemizi sağlayabilir, Mars'a ulaşmak gibi. | TED | مع ذلك، يمكن للاستثمارات في الدقة أن تأخذنا لأبعد مما كان ممكنًا في السابق، حتى كبُعدْ المريخ. |
Öyle uzaklara gideceğim ki, sizi bir daha asla görmeyeceğim. | Open Subtitles | سوف اذهب بعيدا,لأبعد مكان حتى لا ارى وجهك ثانية |
Evrenin en uzak köşelerine kadar ulaşabiliyorlar. | Open Subtitles | القادر على جلب الحياة لأبعد متناولات الكون |
Olabildiğince uzağa gideceğim... ve böyle bir yerin var olduğunu unutmaya çalışacağım. | Open Subtitles | سأذهب لأبعد مكان أستطيع الوصول اليه, وسأحاول أنسى هذا المكان للأبد |
Fakat bu kurbağa, en fazla 2 cm uzağa zıplayabilir. | Open Subtitles | ولكن هذا العلجوم لم يطوّر قدرته على القفز لأبعد من إنش |
Bitkiler tohumlarını olabildiğince uzağa yaymalıdır yoksa yetişkinler yavruları ile rekabet halinde olacaktır. | Open Subtitles | تحتاج النباتات لتنشر بذورها لأبعد ما يمكن وإلا سيكون هنالك منافسة مباشرة من البالغين مع ذرياتهم |
Halkını birbirlerine bağlamak adına Yunan ve Asya kültürlerini kaynaştırmaya çalışmak için daha uzağa gitti. | Open Subtitles | و حتى يُوحِّد شعبه، ذهب لأبعد من ذلك في محاولة لدمج ثقافات اليونان و آسيا |
Hatta öyle görünüyor ki bilim ve sanatta başarı için kişide otizmden bir parça iz gereklidir diyecek kadar ileri gitmişti. | TED | ذهب لأبعد من ذلك في حديثه، إذ يبدو أنه لتكون ناجحاً في العلم والفن، تعتبر دفعة من التوحد أمراً ضرورياً. |
Ancak yarının robotları, nasıl hissettiğimizi çözerek daha ileri gidebilirler. | TED | غير أن روبوتات المستقبل ربما تذهب لأبعد من هذا بتعلمها اكتشاف ما نشعر به. |
Söyler misiniz, neden birisi onu öldürmek için bu kadar ileri gitsin? | Open Subtitles | هلاّ أخبرني أحدكم لم يذهب أحدهم لأبعد الحدود ليقتله؟ |
Bilhassa, kendime güvenim aşırı bulunmuştu. ~EMRİMLE TAM YOL İLERİ~ | Open Subtitles | على وجه الخصوص كنتُ أفكر أن أكون مفرط الثقة بنفسي لأبعد الحدود. |
Seyahatlerimde, büyük düz kayanın ötesine kadar gittim. | Open Subtitles | في رحلاتي وصلت لأبعد من تلك الصخرة المسطحة العظيمة |
Kıyılarımızı korumak için onların ötesine bakmalıyız. | Open Subtitles | لحماية شواطئنا، سيكون علينا النظر لأبعد منها |
Hatta, bir 20. yüzyıl düşünürü, daha ileriye giderek, Batı felsefesinin tamamını, Platon'un bir dipnot serisi olarak tanımlamıştır. | TED | ذهب أحد فلاسفة القرن العشرين لأبعد من ذلك فوصف كل الفلسفة الغربية على أنها سلسلة من هوامش أفلاطون. |
Hatta bazıları daha da uzaklara yerleşerek güneş sisteminin etrafında dev bir küre meydana getirdiler. | Open Subtitles | لكن تمّ قذف أغلبها لأبعد من ذلك لتكوّن كرة ضخمة حول النظام الشمسي بأكمله |
Evrenin en uzak köşelerine kadar ulaşabiliyorlar. | Open Subtitles | القادر على جلب الحياة لأبعد متناولات الكون |
Onun gibi erkekleri senden uzak tutmak için yıllarca seninle taşındım. | Open Subtitles | لقد كان على السفر معك لأبعد النصابين عنك |