Tüm lise boyunca onu izledim, onunla konuşacağım o mükemmel anı bekledim, ama o an hiç gelmedi. | Open Subtitles | شاهدتها في كل الثانوية منتظراً تلك اللحظة المناسبة لأتحدث معها تلك اللحظة لم تأتي ابداً |
- Pekâlâ, onunla konuşacağım ve ikna edemezsem siz bi' görüşürsünüz. | Open Subtitles | -حسنا سأذهب لأتحدث معها ومعرفه اذا لم اتمكن من اعادتها لطبيعتها |
Gidip onunla konuşacağım. | Open Subtitles | سوف أذهب لأتحدث معها |
Ama gidip onunla konuşacağım. | Open Subtitles | ولكني سأذهب لأتحدث معها |
Sadece konuşmak için camımı açtım ve hareket çekip, uzaklaştı. | Open Subtitles | أنزلت النافذة لأتحدث معها فقط لأتحدث قامت بحركة بذيئة وسارت منتعدة |
onunla konuşacağım. | Open Subtitles | سأذهب لأتحدث معها. |
Pekala, gidip onunla konuşacağım. | Open Subtitles | حسنٌ، سأذهب لأتحدث معها |
Pekala, gidip onunla konuşacağım. | Open Subtitles | حسنٌ، سأذهب لأتحدث معها |
onunla konuşacağım. | Open Subtitles | سأذهب لأتحدث معها. |
Sadece konuşmak için camımı açtım ve hareket çekip, uzaklaştı. | Open Subtitles | أنزلت النافذة لأتحدث معها فقط لأتحدث قامت بحركة بذيئة وسارت منتعدة |
Bu yüzden telefonda onunla konuşmak için dışarı çıktım çünkü gittikçe hararetlenen konuşmayı duymanızı istemedim. | Open Subtitles | لهذا ذهبت للخارج لأتحدث معها على الهاتف لأنني لم أدر كلاكما أن تسمعا المحادثة التي أصبحت حادة ما |
Dinle, senin durumunu ilk öğrendiğimde konuşmak için annen etraflarda yoktu. | Open Subtitles | عندما علمت عن حالتك أمك لم تكن موجودة لأتحدث معها |