| Eğer o gelecekte bizim için yoktur, neden şimdi bizim için var mı? | Open Subtitles | إذا لم يكن موجوداً لأجلنا في المستقبل فلماذا يكون هنا لأجلنا الآن ؟ |
| - Senin için hazır değiller. bizim için hazır değiller. | Open Subtitles | ـ إنهم ليسوا مستعدون لأجلك ـ إنهم ليسوا مستعدون لأجلنا |
| Eğer Ay hayal kurabilseydi, o hayal bizim için kurduğu hayal olurdu. | TED | لو كان بإمكان القمر أن يحلم، فأنا أعتقد أن هذا هو ما سيريده لأجلنا. |
| Hayatında daha önce hiç görmemiş adama bir lütuf gösterirsem belki minnettar olur da bize iyiliği dokunur dedim. | Open Subtitles | تبيّنت لو أنّي أحسنت لرجل لم يُلامس إحسانًا من أحد في حياته لربما سيكون ممتنًا لإحساني ويفعل شيئًا لأجلنا |
| bizim için tüm yaptıklarından sonra, onu bırakıp gidemeyiz. | Open Subtitles | بعد كل ما فعله لأجلنا لا يمكننا الرحيل بدون معرفة ما أصابه |
| bizim için bir konuyla ilgilenebilir misin diye merak ediyordum. | Open Subtitles | أتسائل ما إذا كان بإمكانك القيام بعمل لأجلنا |
| Ve bize bahşet ki Tanrı'nın vasıtasıyla sonsuz arkadaşlığa erelim bizim için ölen ve tekrar dirilen Yüce İsa, Tanrımız. | Open Subtitles | وقد منح لنا ما نملك لطاعته لكي نجد الصداقة الأبدية معهم. من خلاله الذي مات و ارتفع مرة أخرى لأجلنا جميعا، |
| Herşeyi ona borçluyuz. bizim için ölümsüzlüğünden vazgeçti. | Open Subtitles | نحن ندين له كل شيء لقد تخلى عن خلوده لأجلنا |
| Ve eklemek istiyorum, şahsen, sana olan hayranlığımı senin için zor olduğunu sandığım şu an, bizim için yaptığın şeyler için. | Open Subtitles | و أود أن أعرب شخصياً عن أعجابي بما تفعله لأجلنا ولا شك في أنه وقت عصيب لك |
| Huzurunda toplandığımız arkadaşlarımız kahramanca savaşıp bizim için öldüler. | Open Subtitles | الرجال الذين نشرفهم الليلة حاربوا بشجاعة وضحوا بحياتهم لأجلنا |
| Hayatım, Vegas'ta sırtın yere gelmez. Hadi. Bu bizim için harika. | Open Subtitles | عزيزتي ستحصلين على المركز المناسب هذا رائع لأجلنا |
| Abin bizim için... özel bir şarkı yazmaya bile söz verdi. | Open Subtitles | قد وعدَ بأنه سيقوم بكتابة أغنية خاصة لأجلنا |
| - Evet. Lejyoner olduğunu ispatladı. Tıpkı bugün bizim için ölen diğer on dokuz cesur Lejyoner gibi. | Open Subtitles | نعم، لقد أثبت إنه كذلك مثل 19 شاباً شجاعاً ماتوا لأجلنا اليوم |
| Tanrı'nın annesi kutsal Meryem, bizim için dua et, şimdi ve ölüm anımızda. | Open Subtitles | مريم المقدّسَة، أم الرَب، صلّي لأجلنا نحنُ العُصاة الآن و في ساعةِ موتِنا، آمين |
| bizim için nasıl muzur bir bok hazırladıklarını tanrıbilir. | Open Subtitles | من يعرف ما نوع ذلك الهراء الذي يستعدون به لأجلنا |
| Sen bizim için dizini patlattın, biz de senin için kıçımızı patlatacağız. | Open Subtitles | ,ضحيت بركبتك لأجلنا .سنضحى بمؤخراتنا لأجلك |
| bize yorulmadan şarkı söylemek dışında hiçbir şey yapmazlar. | Open Subtitles | لا يفعلون شيئاً سوى الغناء من قلوبهم لأجلنا |
| bize yorulmadan şarkı söylemek dışında hiçbir şey yapmazlar. | Open Subtitles | لا يفعلون شيئاً سوى الغناء من قلوبهم لأجلنا |
| Biliyoruz. Bu sadece bizim içindi, bir anlam ifade etmiyor. | Open Subtitles | نعلم، هذا الإختبار قمنا به لأجلنا .إنه لايعني أيّ شيء |
| Tıbbi helikopter on dakika uzaklıkta, arkasından da bizi almak için ikincisi geliyor. | Open Subtitles | و المروحية الطبية على بعد عشر دقائق و المروحية الأخرى ورائها مباشرة لأجلنا |
| ikimiz için de onun bunu göremeyecek olmasi çok iyi. | Open Subtitles | حسنا ، دعنا نكون سعداء لأجلنا ، انه لن يرها. |
| Gönderin onu! Olabildiğince çabuk. Hepimizin iyiliği için. | Open Subtitles | أبعديه بأسرع ما يمكنكِ فحسب لأجلنا جميعاً |
| İkimiz adına da umarım sözlerin doğru çıkar. | Open Subtitles | لأجلنا وأود أن الكلمة كانت صحيحة. |
| Bunu kendimiz için yapıyorduk. | Open Subtitles | أنّنا نفعل ذلك لأجلنا. لكن إن كان هناك شيئاً تعلمه هى |