..eğer Benim için geri dönmeseydin, sonsuza kadar orada kalabilirdim, yani... ..teşekkür ederim. | Open Subtitles | إذا لم تكن عدت لأجلى.. فربما كنت قد علقت هناك للأبد شكرا لك |
- Benim için her şeyi yapmasını istemiyorum - lütfen. | Open Subtitles | انا لا اطلب منك ان تكتب لأجلى اوه من فضلك |
Bakın emlakçım ne demiş olursa olsun Benim için üzülmek zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | انظرى، ايا ما قالته وكيلتى العقارية لا يجب ان تشعرى بالأسف لأجلى |
Uslu durup Benim için bir şey yapmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أريدكما أن تفعلا شئ لأجلى . مثل الفتيات المطيعات |
Anne, Benim için üzüldüğünü biliyorum. Kalbimin kırıldığını düşünüyorsun. | Open Subtitles | أعلم يا أمى أنك حزينة لأجلى و تظنى أن قلبى محطم |
Yani insanlar Christine'in Benim için yalan söylediğini mi düşünecek? | Open Subtitles | سيظن الناس أن كريستين يمكنها أن تكذب لأجلى |
Eğer beni anlıyorsan, Willard... bunu Benim için yapar mısın? | Open Subtitles | - وإذا فهمتنى يا "ويلارد" فانت فأنت ستفعل ذلك لأجلى |
Benim için yaptığınız o güzel iş de cabası. | Open Subtitles | ، بدون الحاجة للذكر ، فبالطبع العمل الرائع الذى فعلته لأجلى |
Bunu onun veya Benim için yapmıyorsun. Bu seninle ilgili. | Open Subtitles | انت لا تفعل هذا من اجله او لأجلى بل لك انت |
Sizin Benim için son madde kontrol edebilir? | Open Subtitles | هل يمكنك التحقق من المكون الأخير فى الكتاب لأجلى ؟ |
Biraz daha dayanmaya çalış! Benim için dayan, olur mu? | Open Subtitles | حاولى احتماله اكثر أفعلى هذا لأجلى حسنا ؟ |
Ama Benim için geliyor. Julia, artık gitmen gerekiyor. | Open Subtitles | لكنها قادمة لأجلى ، لابد أن ترحلى الآن يا جوليا |
Bu doğru ve bu turneyi Benim için bıraktıysan bir başkasını da yapmış oldun. | Open Subtitles | هذا صحيح ، و لو أنك تركت جولة العزف لأجلى فعليك أن تقومى بواحدة أخرى |
O zaman git. Gün ışığına kadar kalıp arayacağım, Benim için sonra dönersin. | Open Subtitles | إذهب ، سأبقى و أبحث عنه فى ضوء النهار و يمكنك الحضور لأجلى لاحقا |
Sana söylemediğim zamanlarda bile yanımda olduğunu bilmek Benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | و حتى إذا لم أقل لك ذلك ، فوجودك هناك لأجلى يعنى لى الكثير |
Ama eğer ben önce ölürsem, onu Benim için öldürürsün, değil mi? | Open Subtitles | ولكننى إذا مُت قبل أن يحدث هذا فإنك ستقلته لأجلى .. أليس كذلك ؟ |
Maçtan çekilmeniz gerekmiyordu. Benim için bunu yapmak zorunda değildiniz. | Open Subtitles | لم يكن عليكم أن تنسحبوا من المباراة أيها الرفاق ، لم يكن عليكم القيام بذلك لأجلى |
Doğal olarak seni görmesi için bunu yakın bir arkadaşına anlattı bunun için bende her şeyin yolunda gitmesi için seni görmeye gelip ganimeti Benim için saklatmak zorundaydım. | Open Subtitles | أننى قد إستوليت على الغنيمه و بطبيعة الحال فقد أخبر زملاؤه أننى قابلتك و أنك أخفيت الغنيمه لأجلى |
Benim için onu bulacaksın çünkü bulmazsan-- | Open Subtitles | علكيِ أن تجديهِ لأجلى. لأنكِ لو لم تفعلى ذلك، |
Dans et benimIe... | Open Subtitles | أرقصى لأجلى رقصه واحده لأجلى |