Garip bir şey için para teklif eden oldu mu? | Open Subtitles | أي زبائن دعارة جدد عرضوا عليك مالاً لأجل شيء غريب قليلاً؟ |
İnsanlar hayatlarını kendilerinden daha önemli bir şey için riske atıyorlar. | Open Subtitles | ألم يثيرك هذا؟ بعضهم خاطروا بأنفسهم لأجل شيء أكثر أهمية من حياتهم |
Olağandışı özellikleri vardır ve bu yüzden bunu önemli bir şey için saklıyordum. | Open Subtitles | لها نتائج مميزة لذا احتفظت بها لأجل شيء مهم |
Nasıl anlayabilirsin ki çocukluğunun daha yüce bir şey uğruna feda edilmesi gerektiğini? | Open Subtitles | كيف بمقدورك أن تفهم بأن طفولتك كان يجب التضحية بها لأجل شيء أعظم؟ |
Bu da kaçınılmaz bir şekilde çok istediğin bir şey uğruna istediğin bir şeyden vazgeçmeni gerektirir. | Open Subtitles | وخلاصة الأمر ، تعني بأنه إنه عليك . ترك شيءٍ تريده لأجل شيء تريده أكثر |
Böyle ufak bir şey yüzünden kıyamet mi kopsun istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد أن تتفتّح أبواب الجحيم لأجل شيء في غاية التفاهة؟ |
Hakkımdaki düşüncelerini biliyorum ama lütfen şimdi bunu bir kenara bırakalım. | Open Subtitles | أعرفشعوركحيالي... لكن ضعه جانباً لأجل شيء هام. |
Sanki bilmediğim bir şey için beni cezalandırıyor. | Open Subtitles | كأنه ينتقم مني لأجل شيء ليس لدي العلم به |
Ya da daha büyük ve daha iyi bir şey için işi bitiriyorlar. | Open Subtitles | او يكونون مجرد نقطة انطلاق لأجل شيء أكبر وافضل |
Böyle olağan bir şey için bu bölgeye gelerek kendini niye riske atsın? | Open Subtitles | لمَ يضع نفسه في خطر شديد لأجل شيء عاديّ للغاية؟ |
Dün kredi kartını bir şey için daha kullandım. | Open Subtitles | لقد إستخدمت بطاقة الإئتمان لأجل شيء واحد آخر يوم أمس. |
Birinin nefes gibi temel bir şey için savaş vermesi gibi bir his daha yoktur. | Open Subtitles | فما من إحساس أمتع من رؤية أحدٍ يقاتل لأجل شيء أساسيّ كالتنفّس |
Bu miktarda tuvalet kağıdı sadece bir şey için kullanılabilir. | Open Subtitles | هذا الكم من المناديل الورقية يمكن إستخدامه فقط لأجل شيء واحد |
Öyle bir hayat yaşayıp inanmadığı bir şey için savaşırken ölmesine kimse üzülmüyor mu? | Open Subtitles | ألا يزعج أي شخص أنه بعد الحياة التي عاشها، مات حرفيًا وهو يحارب لأجل شيء لا يؤمن به؟ |
Varsayalım ki bir polis yapmadığı bir şey için hapse giriyor. | Open Subtitles | لنفترض أن شرطياً سيذهب للسجن لأجل شيء لم يفعله |
Ben senin umutları kalkmak istemiyorum Deli bir şey için. | Open Subtitles | لأنّي لا أودّك أن ترفع آمالك لأجل شيء على ذمّة الجنون. |
Ama Bayan Kadena'nın bir şey için paraya ihtiyacı olabilir... | Open Subtitles | {\3cHFFFFFF\bord2}{\1cH907000\3cHFFFFFF\b1\}(ولكن قد تكون المعلمة (كادنا تحتاج للمال لأجل شيء ما |
Neden değerli boş günlerinden birisinde, bir stajyerden bu kadar bariz bir şey için sana çağrı bırakmasını isteyeyim? | Open Subtitles | لماذا أطلب متدربك أن يستدعيك ...في أحد أثمن أيام راحتك لأجل شيء بهذه التفاهة؟ |
Bir anne oğlunu nasıl terkedip gidebilir üstelik daha açıklayamadığı bir şey uğruna? | Open Subtitles | كيف لأم بأن تتخلى عن غبنها لأجل شيء لاتستطيع هي شرحه؟ |
- Bir şey uğruna savaşıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يقاتلون لأجل شيء ما بل كانوا يموتون لأجل شيء ما |
Kanın kadar kolay elde edebileceğin bir şey uğruna, onu kaybetmek isteyeceğini sanmam. | Open Subtitles | (حياتها بين يديكِ يا (هيلين لا أعتقد أنكِ تودين خسارتها لأجل شيء بسيط متاح |
- Maalesef o kaidelerden insan eti yakalamak dışında bir şey yüzünden inmenizi gerektiriyor. | Open Subtitles | -أخشى إنّ هذه الخطة تتطلب منكم النُزول من تلك الركائز لأجل شيء ما عدا وجبة طعام إنسانية أسيرة |
Hakkımdaki düşüncelerini biliyorum ama lütfen şimdi bunu bir kenara bırakalım. | Open Subtitles | أعرفشعوركحيالي... لكن ضعه جانباً لأجل شيء هام. |