Ben sizi uyarmak için buradayım. | TED | أنا هنا لأحذركم. وظيفتكم حل المشكل. |
- Sizi uyarmak için bana pek vakit bırakmıyor. | Open Subtitles | لا يترك لي الكثير من الوقت لأحذركم |
Kasayı açmadan önce sizi uyarmak için iki sefer vuracağım. | Open Subtitles | وقبل أن افتحها سأضرب مرتين لأحذركم |
Kaybınız adına üzgünüm ama buraya Sizi uyarmaya geldim. Bunu yapan askerler buraya geliyor şimdi. | Open Subtitles | يؤسفني مصابكم، لكنّي أتيتُ لأحذركم بأن الجنود الّذين قتلوهم قادمون إلى هنا الآن |
- Ben... Sizi uyarmaya geldim. Ben... | Open Subtitles | جئت لأحذركم لأنني لم أسيطر عليها |
Size zarar vermek için değil, sizi uyarmak için. | Open Subtitles | ليس لأؤذيكم ، بل لأحذركم. |
Sizi Etta'nın evine gitmemeniz konusunda uyarmak için aradım. | Open Subtitles | اتّصلتُ لأحذركم ألاّ تعودوا لشقة (إيتا). |
Sizi uyarmak için geldim. | Open Subtitles | أنا.. أتيت اليوم لأحذركم |
- Sizi uyarmak için. | Open Subtitles | ـ جئت لأحذركم |
Sizi uyarmaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لأحذركم إنهم يريدون أرضكم، |
- Sizi uyarmaya. | Open Subtitles | ـ جئت لأحذركم |