Bunu ne zaman birini unutsam yapıyorum, mesela nişanlım gibi. Buraya nasıl bağlandığımızı kendime hatırlatmak için geldim. | Open Subtitles | وكلما أنسى أحداً، كخطيبي مثلاً، آتي إلى هنا لأذكر نفسي بعلاقتنا. |
Doğru seçimi yaptığımı kendime hatırlatmak için... | Open Subtitles | لأذكر نفسي أني أفعل الصواب |
demiş. (Gülme sesleri) Ne kadar hayret etmem gerektiğini kendime hatırlatmak için zaman zaman Cambridge'teki ofisimin penceresinden Kennedy Okulu ile Harvard İşletme Okulu arasından geçen Charles Nehri'nin üzerinde bulunan bu köprüye bakıyorum. | TED | (ضحك) لأذكر نفسي بالمقدار الذي يجب عليّ أنْ أندهش به، أطلّ من نافذة مكتبي في كامبريدج من حين لآخر على ذلك الجسر، الذي يمتد فوق نهر تشارلز، بين مدرسة كينيدي ومدرسة هارفرد للأعمال. |
Sırf, sevdiğimiz insanları korumanın basit yolları olduğunu hatırlamak için. | Open Subtitles | أسرق الجوارب من أجلكِ لأذكر نفسي أن هناك طرق أسهل لحماية من نحب |
Farklı bir kaderimin olduğunu hatırlamak için her gün aile sembolümüzü giyiyorum. | Open Subtitles | أرتدي رمز عائلتي كل يوم لأذكر نفسي بقدري |
Jane Crenna'yı o gece gördükten sonra gerçek kötülükle karşılaşmanın içimdeki kötülüğü ortaya çıkarabileceğini kendime hatırlatmak için onu tekrar görmeliydim. | Open Subtitles | وبعد رؤية (جين كرينا) تلك الليلة، أردت رؤية (كلاوديا) مجدداً لأذكر نفسي أن مواجهة الشر الحقيقي قد يخرج دائماً الشر الذي بداخلي ... |