Ürettiği şeyleri; kimyasal olsun, biyolojik olsun Tanrı bilir daha neler var denizaşırı daha ucuza göndermenin bir yolunu arıyor. | Open Subtitles | لأرسال الاشياء التي يصنعها كيميائي , يبيلوجي ويعلم الله ماذا هناك ايضا |
Ve tüm söyleyebileceğim, bu üç subayı aynı siperi paylaşmaya göndermenin dâhiyane bir hareket olduğudur. | Open Subtitles | وكل مايمكنني قوله بأن ذلك أخذ أوامر تحرك من عبقري لأرسال هؤلاء الضباط الثلاثة فوق الخطوط يتشاركون النقل |
Daha kötü polisi göndermenin zamanı geldi mi? | Open Subtitles | لذا هذا هو الوقت لأرسال الشرطي الأسوء؟ |
Hayır, çocukları hapse göndermek gibi bir amacımız yok. | Open Subtitles | لا, نحن لسنا في أعمال لأرسال الاولاد الى السجن |
İlk video ve metinleri göndermek için kurbanların telefonlarını kullanıyorlar. | Open Subtitles | أستخدموا هواتف الضحايا لأرسال الفيديو و النصوص الأولية |
Yok, birini göndermenize gerek yok. Yanlış alarmdı. | Open Subtitles | لا حاجة لأرسال احد , لقد كان انذار كاذب |
Efendim emin olun Bay MacArthur'u göndermenize hiç gerek yok. | Open Subtitles | سيدي, يمكنني أن أؤكد لك ..أنه (ليس هناك حاجة لأرسال السيد (ماك آرثر |
İnsanlar deniz ötesi para göndermek ve almak için buraya geliyor. | Open Subtitles | الناس يأتون هنا لأرسال وأستقبال الحوالات من الخارج |
Croatoan'u geldiği cehenneme geri göndermek için ne yapmamız gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | وانا اعرف بالضبط ما الذي علينا فعله لأرسال كروتون صارخا الى الجحيم |
Tek ihtiyacımız geçmişe bir mesaj göndermek. | Open Subtitles | وذلك كل ما نحتاجُه لأرسال أي رسالة الى الزمن الغابر. |
Çocuğunu buraya göndermek birkaç gümüş kaşıktan daha pahalıya mal olur. | Open Subtitles | لابد وأن الأمر يكلف أكثر من بضع ملاعق فضية قليلة لأرسال طفلك الي هنا |