Bu yüzden, her zaman belirli bir seyirci türündense kendimi memnun etmek için yazarım, çünkü seyirciyi, kendinizi bildiğiniz gibi bilemezsiniz. | TED | لذلك، دائمًا ما أكتب لأرضي نفسي، وليس لإرضاء نوع معين من الجمهور، لأنك لا تعرف الجمهور كما تعرف نفسك. |
Birilerini memnun etmek için birşeyler yapmam gerekmediğini biliyorum. | Open Subtitles | انا اعلم اني لا يجب ان افعل شيئا لأرضي اي احد |
Bazılarını memnun etmek için sığır budu gibi fırçalanmak lazım. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}بل يجب عليّ أن أفرك جلدي ليُشبه ! ردف اللّحم المسلوخ لأرضي بعض النّاس |
Teşekkürler, Dr. Freud. Bak, senin zedelenmiş egonu tatmin etmek için dönüp motoru almak için seninle gitmeyeceğim. | Open Subtitles | شكراً دكتور فرويد لن أعود لأعيد الدراجة لأرضي غرورك |
Bu kadını tatmin etmek için en iyi oyunumu sergilemem gerekecek. | Open Subtitles | يجب أن أحضر أفضل ما عندي لأرضي هذه المرأه |
Açıkçası, geri kafalı bir müşterinin kaprislerini tatmin etmek için olmadığım biri gibi davranmayacağım. | Open Subtitles | حسناً , انا لن اتظاهر بأنني شخص آخر عن ما انا عليه فقط لأرضي بعض الزبائن اصحاب العقول الضيقه |
Onu memnun etmek için. | Open Subtitles | لأرضي هذا الغلام. |
Yani, babamı memnun etmek için ölmem mi gerekiyor? | Open Subtitles | عليّ الموت لأرضي أبي إذًا؟ |
Babamı memnun etmek için ölmem mi gerekiyor? | Open Subtitles | -عليّ الموت لأرضي أبي؟ |