Bu, her şeyi sistemimden atmam için bir şans olmalıydı. | Open Subtitles | كان يفترض بهذا أن تكون فرصتي لأزيل الأمر وأستعيد نظامي |
Sanki beyinlerinizi kapatmış gibi ve bunu kaldırmam için bana yardım etmelisiniz. | Open Subtitles | إنه شعور كأنكم تم عصب أعينكم وأنتم يجب أن تساعدونى لأزيل ذلك. |
Bu hastanın gliomasını katman katman ayırmak için CO2 lazer tekniği uygulayacağım. | Open Subtitles | سأستخدم ليزر ثاني أكسيد الكربون لأزيل ورم هذا الرجل طبقة تلو الأخرى |
Vücudumdaki saçlardan kurtulmak için duş almayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أني ذاهب للإستحمام فقط لأزيل القليل من الشعر |
Alçilarimi çikarttirmak için bugün zaten doktora gidecektim. | Open Subtitles | على العموم كان علي الذهاب إلى الطبيب اليوم لأزيل جبيرتيّ |
Kupkuru Tarçınlı çöreği boğazımdan kaktırmak için kendime bir bardak daha su koyuyorum. | Open Subtitles | أصب لنفسي كوب آخر من الماء لأزيل جفاف الخبز المحمص من حلقي |
Öyle düşünmesi için hiçbir şey yapmadım ama beni bu işe aslında kimin soktuğunu anlaması uzun sürmeyecektir yine de. | Open Subtitles | لم أفعل أيّ شيء لأزيل هذه الفكرة، مع ذلك ربّما لن يأخذ الأمر معه الكثير من الوقت ليدرك من أشركني بهذا فعليًا. |
10 yaşındaki oğlum bile, seni buraya insanların ceplerini ameliyat edip cüzdanlarını almak için mi getirdiler diye sordu. | Open Subtitles | حتى إبني ذو ال 10 سنوات سأل إذا كنت حضرت إلى هنا لأزيل جراحياً محافظ الناس من جيوبهم |
Onu öldürdüğümde, delilleri toplamak için döndüğümde bir de seninle orada buluşmak için. | Open Subtitles | عندما قتلته ,عدت إلى هناك لأزيل الدليل ,و عندما التقيتني هناك. |
Birkaç gün sonra, futbol oynayıp eve döndüğümde annem ellerimi yıkamamı söyledi, kiri temizlemek için lavaboya gittiğimde bir su girdabının giderden gittiğini gördüm. | TED | بضعة أيام بعد ذلك وعندما أتيت إلى المنزل من اللعب في كرة القدم طلبت أمي مني أن أغسل يدي وعندما ذهبت إلى المغسلة لأزيل الوسخ عني لاحظت دوامة مياه تهبط في الصرف الصحي |
Şınav, vücudumdaki kramplardan kutulmak için. | Open Subtitles | تمرين الصدر ، لأزيل العقد من عظامي |
Bir piç kurusunun var oluşuna son vermek için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | سأفعل ما بوسعي لأزيل الأوغاد عن الوجود |
Yazıları temizlemek için tuvalet duvarlarını fırçalıyordum. | Open Subtitles | كنت انظف جدران الحمامات لأزيل الكتابات |
Rahatlamak için zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج بعض الوقت لأزيل الضغط عن نفسي. |
Yüzeyde iken, burun kıskacımı çıkarmak, "Ben iyiyim" demek ve işaretle göstermek için 15 saniyem var. | TED | عند الخروج أملك 15 ثانية فقط لأزيل كمّاشة الأنف، أقوم بهذه الحركة وأقول : "I am OK" (أنا بخير). |
Gerilimi sonlandırmak için bunu yapmalıydım. | Open Subtitles | على ان افعل هذا لأزيل التوتر |
Paraziti aşmak için filtreler kullandım ama hâlâ bağlantı kuramadık. | Open Subtitles | (استعملت عِدّة فلاتر من نوع (آر.إف.آي لأزيل الخشخشةِ لكن ما زِلتُ غير قادر على تَأسيس اتصالِ |
Oh... Bu ucubeyi kurtarmak için ne yapmalıyım? | Open Subtitles | ماذا سأفعل لأزيل هذه البشاعة؟ |
Bakterileri yok etmek için halıyı temizliyorum. | Open Subtitles | أنظف السجادة لأزيل البكتيريا |
Tanrım, Lois, bana, rahatlamam için bi 5 dakika verebilir misin,lütfen? | Open Subtitles | لويس) هل استطيع الحصول) على خمس دقائق لأزيل الضغط, رجاء |