Joy'a gidip hangi rengi beğendiklerini sorayım dedim. Merhaba? | Open Subtitles | لهذا ذهبت لجوي لأسألها أي من الألوان يفضلون |
Kendisine sorayım. O zaman öğreniriz. | Open Subtitles | ربما سأذهب لأسألها هكذا سنعرف ما حدث بالضبط |
Han Yoo Ra'nın ölümündeki payını sormaya geldik. | Open Subtitles | نحن هنا لأسألها عن منصبها عن الموت هان يو رأس. |
Kocasının Red John olup olmadığını sormaya geldim çünkü senin ikna olmanı istiyorum. | Open Subtitles | جئتُ لأسألها لو كان زوجها (ريد جون)، لأنك تحتاج إلى إقناع. |
Savaş sırasında Paris'te tanıdığını sandığım biri hakkında soru sormak için. | Open Subtitles | لأسألها بعض الأسئلة عن شخص ما تعرفت عليه في باريس خلال الحرب |
Ona sormak için eve döneceğim zamanı beklemek zorundayım. | Open Subtitles | إذن يجب أن انتظر حتى أعود للبيت لأسألها |
O zaman gidip ona sorayım | Open Subtitles | سوف أذهب لأسألها إذن |
Kocasının Red John olup olmadığını sormaya geldim çünkü senin ikna olmanı istiyorum. | Open Subtitles | جئتُ لأسألها لو كان زوجها (ريد جون)، لأنك تحتاج إلى إقناع. |
Şu anda, Emily'e ne söylemem gerektiğini sormak için annemi arıyorum. | Open Subtitles | في الوقت الحالي، أتصل بأمي لأسألها عما ينبغي علي قوله لإيميلي اليوم. [رنين الهاتف] |
Nerede olduğunu sormak için kız kardeşini ziyaret ettim. | Open Subtitles | لقد زرت شقيقتك لأسألها عن مكانك |
Şu demek oluyor. Jenny'e soru sormak için onunla beş dakika yalnız kalmak istiyorum. | Open Subtitles | يعني ذلك انني أحتاج إلى 5 دقائق مع (جيمي) وحدنا لأسألها بعض الأسئلة |