Bütün bildiğim Kmart kapandı ve ağacın altına koyacak hediyem yok. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أن محل كمارت مغلق وليس لدي أي هدايا لأضعها تحت الشجرة |
En azından arabama koyacak kadar işe yarayın. | Open Subtitles | على الأقل أنها ستكون مناسبه لأضعها بالسياره. |
Bunları koyacak bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك شيء لأضعها فيها؟ |
Çalışma masamın üzerine koymak için küçük bir parça alacağım. | Open Subtitles | أريد أن آخذ قطعة صغيرة لأضعها على مكتبي في العمل |
Ofisime koymak için işe yaramaz bir fotoğrafımı istiyorum. Cüzdanımı alana kadar bekleyebilir misin? | Open Subtitles | بالمناسبة أريد صورة لي، خليعة و ضخمة لأضعها بمكتبي. |
Bunu koyacak bir şey lazım. | Open Subtitles | أحتاج لشئ لأضعها فيه |
Onları koyacak bir yerim yoktu. | Open Subtitles | ليس لدي مكان آخر لأضعها فيه |
- Bagajıma koyacak hiçbir malım yok. | Open Subtitles | -وليس لدي ممتلكات لأضعها كأمتعة لي |
Bunları koyacak bir şeyin var mı? | Open Subtitles | ألديك كيس لأضعها فيه؟ |
Onu koyacak başka bir oda bakayım. | Open Subtitles | -سأجد مكانًا آخر لأضعها فيه . |
Bu yıl Pebble Beach'e gidiyorum, şuraya koymak için bir ödül lazım. | Open Subtitles | سأذهب إلى شاطئ "بيبل" هذا العام، سأحصل على جائزة لأضعها هُناك. |
Ağacın üstüne koymak için yıldızı alacağım. Efsa- | Open Subtitles | سوف أجلب هذه النجمة لأضعها فوق الشجرة |
Amyas'ın içkisine koymak için. Aldığımı şimdi hatırladım. | Open Subtitles | (لأضعها فى شراب (أمياس أتذكر أنى أخذتها |