Onların tutkusu beni çizim derslerine geri dönmek için teşvik etti, şimdi bir öğretmen olarak ben de yapıyorum. | TED | شغفهم شجعني لأعود إلى صفوف الرسم، ولكن هذه المرة كمعلمة. |
Evime dönmek için bu gemiyi de yapamazdım . | Open Subtitles | وكنت بالتأكيد ما استطعت بناء هذه السفينة لأعود إلى موطنى |
Eve geri dönmek için ödemem gereken bir bedeldi. Artık motellere tek kuruş harcamayacağım. | Open Subtitles | لقد فعلت هذا لأعود إلى منزلي لن أنفق فلساً آخر على الفنادق |
Nihayetinde cehenneme dönmek için kullanacaktım. | Open Subtitles | كُنت سأستخدمها لأعود إلى الجحيم في نهاية المطاف |
Bu gücü geri dönmek için kullanmalıyım değil mi? | Open Subtitles | يجب أن أستخدم تلك القوة لأعود إلى المنزل , أليس كذك ؟ |
San Lorenzo'daki evimize dönmek için sabırsızlanıyorum yine sakin hayatımıza geri döneceğiz. | Open Subtitles | لا يمكنني الانتظار لأعود إلى الفيلا الخاصة بنا في "سان لورينزو" وإلى حياتنا الهادئة |
Kızıma ve aileme yeniden dönmek için yeni bir yol. | Open Subtitles | أقيم درباً لأعود إلى إبنتي إلى أسرتي |
Eğer "Creature from the Black Lagoon in 3-D" bozuksa eve dönerken o çalıştığı zaman atari salonuna dönmek için beklerim. | Open Subtitles | إذا مخلوق من البحيرة السوداء في 3-D هي خارج الترتيب، انا ذاهب الى الانتظار لأعود إلى الممرات عندما كان يعمل مرة أخرى. |
Şehre dönmek için hiçbir nedenim yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب لي لأعود إلى المدينة |
Los Angeles'e geri dönmek için. | Open Subtitles | لأعود إلى لوس أنجليس |
Sonra Maui'deki mekanıma dönmek için, sabırsızlanmaya başlarım. | Open Subtitles | بعد ذالك لا أطيق الإنتظار لأعود إلى (موي) |
Evime geri dönmek için. | Open Subtitles | ويليام؟ لأعود إلى وطني |