Düşüncelerini hayata tatbik etmek istiyordu. | Open Subtitles | لإعطاء الهواء وضوء الشمس لأفكاره |
Düşüncelerini dinlememe izin verseydin... | Open Subtitles | لو أعطيتني فرصة للإنصات لأفكاره.. |
Wegener buna rağmen, kanıt toplamak için tehlikeli keşif gezilerine çıkarak fikirleri için mücadele etmeye devam etti. | Open Subtitles | على الرغم من هذا استمر فيجنر بالنضال لأفكاره قائماً على بعثات أبحاث جريئة لتجميع الأدلة |
Gerçekten. Ama sadece fikirleri için, işleri için vakti vardı. | Open Subtitles | حقًالكن كان لديه وقت كاف فقط لأفكاره وعمله |