Dışarıya oyun oynamaya gittiğimde çocuklar oyunu bırakıp gitmemi istedi. | Open Subtitles | عندما خرجت لألعب.. طلب مني الأطفال التوقف عن اللعب والرحيل. |
Ben buraya oyun oynamaya gelmedim. | Open Subtitles | .ليس بالضبط أنا لم أحضر الى هنا .لألعب لعبة التخمين |
Seninle oyun oynamaya gelmediğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرتكي بأني لست هنا .لألعب معكي لعبة التخمين |
Bilardo oynamak için geldim ama sanırım bu müessese kapanmış artık. | Open Subtitles | جئت لألعب بعض البلياردو لكن يبدو أنه قد تم إغلاق المكان |
Ertesi gün geldi, biraderlerim ve elimden geleni yaptım sabah ve akşam aynı oyunu oynamak kendimi itaatkar, iyi bir malşik gibi göstermek için işkence sandalyesindeydim aşırı-şiddet sahnelerini ekrana yansıttıklarında ses bandında, yalnızca müzik vardı. | Open Subtitles | وجاء اليوم التالي وبذلت أقصى جهدي صباحاً وبعد الظهر لألعب بطريقتهم دور الشاب المتعاون الجالس على كرسي التعذيب |
Harika! Ben biraz daha bowling oynayacağım. | Open Subtitles | رائع , اجل , لقد كنت ذاهب لألعب البولينق |
Anne, ben top oynamaya gidiyorum. | Open Subtitles | أمي سأذهب إلى مركز الشباب الكاثوليكي لألعب الكرة |
Ben Sumet'le biraz bilardo oynamaya gidiyorum. | Open Subtitles | حسناً, أنا ذاهبه لألعب دورين بلياردو مع سوميت |
Perde arkasında saklanan biriyle oyun oynamaya gelmedim. | Open Subtitles | لم آت هنا لألعب مع شخص ما يختفي وراء ستارة. |
Bak dostum, ben buraya top oynamaya geldim, olabildiğince saygılı olacağım ama şu an bu takım için ben oynuyorum. 33 numara benim. | Open Subtitles | اسمع يا رجل.. لقد جئت هنا لألعب وسأكون محترما قدر الامكان لكني أنا من يلعب لهذا الفريق الآن أنا رقم 33 |
Ben Sumet'le bilardo oynamaya gidiyorum. | Open Subtitles | حسناً, أنا ذاهبه لألعب دورين بلياردو مع سوميت |
Haftada bir kez onlarla oyun oynamaya geliyorum. | Open Subtitles | أنا آتي هنا مرة واحدة في الاسبوع لألعب معهم |
Bugün seninle oynamaya vaktim yok köylü çocuğu. | Open Subtitles | ليس لديه الوقت لألعب معك اليوم ايها الفتى الريفي |
Ertesi gün geldi, biraderlerim ve elimden geleni yaptım sabah ve akşam aynı oyunu oynamak kendimi itaatkar, iyi bir malşik gibi göstermek için işkence sandalyesindeydim aşırı-şiddet sahnelerini ekrana yansıttıklarında ses bandında, yalnızca müzik vardı. | Open Subtitles | وجاء اليوم التالى وبذلت أقصى جهدى صباحاً وبعد الظهر لألعب بطريقتهم دور الشاب المتعاون الجالس على كرسي التعذيب |
Biraz güneş kremi... vitamin hapı ve sıkılmayayım diye trende oynamak için bir şeyler almalıyım. | Open Subtitles | وأحضر واقيا من الشمس وفيتامينات وأشياء لألعب بها على متن القطار كى لا أضجر |
Kazadan önceki gece, Bob oynamak istediği için beni uyandırdı. | Open Subtitles | فى الليلة السابقة لسقوطها , ايقظنى بوب لألعب معه |
Sanırım golf oynamak için seni kandırdığım zaman... kendimi suçlu hissettiğim içindi. | Open Subtitles | أعتقد هذا لأنني كنت أشعر بالذنب حول خدعك لألعب الغولف |
- Kafeye gidip, pinball oynayacağım. | Open Subtitles | -سأذهب إلى المقهى، لألعب "الكرة والدبابيس " |
- Gidip Gameboy oynayacağım. | Open Subtitles | -[أنا ذاهب لألعب بلعبتي الـ[قيم بوي -لا,لا,لا,لا,لا |
Kariyerim boyunca televizyonda gösterilen en iyi erkek rol modellerden birkaçını oynama onuruna sahip oldum. | TED | طيلة عملي، كان لي الشرف الكبير لألعب بعض أعظم نماذج أدوار الذكور على الإطلاق التي تم تقديمها على شاشة التلفاز. |
Müdür odasındaki korkak öğrenci rolunü oynayacak halde değilim. | Open Subtitles | لا وقت لدي لألعب دور التلميذة المرعوبة في مكتب المديرة |
Evet, ülkenin her tarafında onlara oynamam için yalvaran koçlar var. | Open Subtitles | نعم، هناك مدربون من جميع أنحاء المدينة يتوسّلون إلي لألعب معهم. |