Bu, onun virüsle kaçmasına engel olabilmek için yapabileceğim tek şeydi. | Open Subtitles | هذا هو الشىء الوحيد الذى أمكننى فعله لأمنعه من الهروب بالفيروس |
Kaynağın farketmesinden korunmak için. | Open Subtitles | لأمنعه من اكتشاف حقيقة أنكِ لم تقومي بقهر مؤخرتي النادمة |
Üzerimdeki tesirini kaldırmak için, içine bir fincan asit dökmem gerekiyor. | Open Subtitles | عليّ أن أرمي كأس من الحمض عليه لأمنعه من أن يسيطر علي |
Umarım vermemiştir. İşte bu yüzden, çok kötü bir şey yapmasına engel olmam için onu bulmam gerekiyor. | Open Subtitles | لهذا عليّ إيجاده، لأمنعه من ارتكاب فعل خاطئ جدّاً |
Beni öldürmesine engel olmak için ortağımı başından vurmak zorunda kalana kadar. | Open Subtitles | حتّى تمّ إجباري لإطلاق النار على شريكي في رأسه مباشرة لأمنعه من قتلي |
Ben olsam aşırı yüklenmesini engellemek için bir sınırlayıcı koyardım. | Open Subtitles | كُنتَ لأوصله بمحدد طاقة .لأمنعه من زيادة التحميل |
Ateşe koşmasını engellemek için her şeyi denedim. | Open Subtitles | لقد إضطررتُ أن أستخدم كل قوتي لأمنعه من الدخول إلى النار |
Bunu senin için yapıyordum sana ihanet etmesini engellemek için. | Open Subtitles | -لقد كنت أفعل هذا من أجلك لأمنعه من خيانتك |
Tüm gücümü seni öldürmemesi için kullanıyorum. | Open Subtitles | إن الأمر يتطلب كل قواي لأمنعه من قتلك |
- Durdurmak için geç kaldım. | Open Subtitles | -لم أستطع الوصول مبكراً لأمنعه . |