çünkü eğer şimdi biririmize karşı dürüst olmazsak, şimdiden bırakalım gitsin. | Open Subtitles | لأننا إن لم نكن صريحين مع بعضنا يفضّل أن نستسلم الآن |
Bunu çözmek istedik, çünkü eğer bunu çözebilirsek hücrelerin direnç kazanmasının önüne geçebilecektik. | TED | وأردنا أن نكتشف ذلك لأننا إن اكتشفناه .قد نتمكن من منع حدوث هذه المقاومة في أي وقت |
çünkü eğer gideceksek çantama üç beş şey koymam gerekecek de. | Open Subtitles | لأننا إن كنا ذاهبين، فعلي أن أحزم الحقيبة |
çünkü eğer vazgeçersek, uğruna bunca zaman boyunca harcadığım tüm emek ve çaba boşa gidecek. | Open Subtitles | لأننا إن استسلمنا، فسيذهب كلّ الذي عملت لأجله هباءاً |
Joe'ya, kesinlikle ıslah edilemez biri olarak bakmaktan vazgeçmeliyiz. çünkü eğer Joe'yu ıslah edilemez biri olarak görürsek, o kendini farklı biri gibi nasıl görebilir? | TED | نحتاج إلى تغيير نظرتنا إلى جو كشخص لا يمكن إصلاحه، لأننا إن نظرنا إلى جو على أنه لا يمكن إصلاحه فكيف يمكن لجو أن ينظر إلى نفسه على أنه يمكن أن يتغير؟ |
çünkü eğer o gemide kalmış olsaydık, ölmüştük. | Open Subtitles | لأننا إن بقينا في هذه السفينة سنموت |
çünkü eğer oynamazsak diğer takım kazanır. | Open Subtitles | لأننا إن لم نلعب، سيفوز الفريق الآخر. |
Ve de bu çok önemli çünkü eğer biz okul öncesi eğitime daha fazla yatırım yapılmasını istiyorsak yönetimlerin ilgisini bu yöne çekmek zorundayız. | TED | وهذا أمر أساسي لأننا إن أردنا الحصول على زيادة الاستثمار في التعليم المبكر للأطفال فعلينا أن نجعل حكومة الولاية تهتم بالأمر . |
çünkü eğer beraber olursak Will, çok mutsuz oluruz. | Open Subtitles | (لأننا إن بقينا معاً يا (ويل فسنصبح بؤساء |
- Güzel! çünkü eğer onları vuracaksak, daha kötüsüne ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لأننا إن كنّا سنتغلب عليهم، |
Ama onlar yerine hissediyoruz, önemli olan bu. çünkü eğer robotları bu ortak alanlara entegre etmeye çalışırsak insanların onlara diğer cihazlardan daha farklı davranacaklarını anlamamız gerek ve hatta bazı durumlarda mesela, çalıştığı robotlara duygusal olarak bağlı hisseden bir askerin vakasında olduğu gibi. Bu verimsizlikten tehlikeye kadar her şey olabilir. | TED | ولكننا نمتلك أحاسيس نحوها، وهذا شيء مهم، لأننا إن كنا نحاول دمج الروبوتات في تلك الأماكن المشتركة، يتوجب علينا أن نعلم أن الناس ستتعامل معها بطريقة تختلف عن الأجهزة الأخرى، كما في بعض الحالات، مثل الجندي الذي يصبح لديه إرتباط عاطفي مع الروبوت الذي يعمل معه، والذي يمكن أن يكون أمرًا خطيرًا أو يصبح غير فعال. |
Fakat bunu mümkün kılmamız gerektiğini biliyoruz, Çünkü aksi takdirde, şu anda yüzleştiğimiz bu birçok davaya yardım edebilmek için gönüllü olmaya hiçbir zaman vaktimiz olmayacak. | TED | لكننا نعلم بأن علينا فعل هذا، لأننا إن لم نفعل لن نحظى بوقت للتطوع، لنساعد في العديد من القضايا التي نواجهها الآن. |
— Çünkü öyle yapmazsak fazla istekli oluruz. — Ne için fazla istekli? | Open Subtitles | ــ لأننا إن لم نفعل سنبدو تائقين جداً ــ تائقين إلامَ؟ |
Çünkü onu yakında bulamazsak, gelecek sefer, onu ölü göreceksin. | Open Subtitles | لأننا إن لم نجده قريباً فرؤيته المرة المقبلة ستكون وهو ميت |