Dua ettim, Çünkü onu seviyorum ve Tanrı'nın dualarıma cevap verdiğini biliyorum. | Open Subtitles | دعوت لها، لأنني أحبها. و أنا أعلم ان الرب استجاب لدعواتي. |
Bunun insanların hakkımdaki düşüncelerini olumlu yönde değiştireceğini düşünüyorum ve aynı zamanda evleneceğim için de mutluyum, Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | بطريقة جيدة، إيجابية كما أنني سعيد بحقيقة أنني سوف أتزوج لأنني أحبها جداً |
Ona yalan söyleyemem. Söylemem zaten, Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني الكذب عليها ما كنت لأفعل ذلك، لأنني أحبها |
- Ben seviyorum. | Open Subtitles | - لأنني أحبها هكذا، ألا تعجبك ؟ |
- Ben seviyorum. | Open Subtitles | - لأنني أحبها هكذا، ألا تعجبك ؟ |
Sanıyorsun ki Onu sevdiğim için, onu sadece kendime istiyorum ama ben artık öyle bir adam değilim. | Open Subtitles | تعتقد لأنني أحبها فإني أريدها لي وحدي لكنني لم أعد ذلك الشخص |
Onu seviyorum da ondan. | Open Subtitles | لأنني أحبها. |
Yaeko'nun başına kötü bir şey gelmesinden korktum, Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | , (خفت من لو أن هناك شئ حدث لـ(يايكو لأنني أحبها |
Onun özelliklerinde çocuklar istiyorum Çünkü onu seviyorum. Onunla birlikte olmak istiyorum. | Open Subtitles | أردت أطفالا معها بالخصوص .لأنني أحبها |
Bu oldukça üzücü olurdu Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | .سيكون الأمر حزيناً, لأنني أحبها |
Anne, lütfen ona iyi bak, Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | أمي، أرجوك إهتمي بها .لأنني أحبها |
Lola'yı her şeyden daha çok istiyorum. Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | أريد (لولا) أكثر من أي شيء ، لأنني أحبها |
Olabilirim Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | بامكاني ذلك لأنني أحبها |
- Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | - لأنني أحبها - |
Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | . لأنني أحبها |
- Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | ) - لأنني أحبها |
Ben seviyorum, çünkü, bu yüzden. | Open Subtitles | لأنني أحبها ، هذا هو السبب - |
Onu sevdiğim için. | Open Subtitles | أنت تعلم لأنني أحبها |
Onu seviyorum da ondan. | Open Subtitles | لأنني أحبها |