Bazen sırf harika banyoları olduğunu duyduğum için hafta sonları otellerde kalıyordum. | Open Subtitles | أحياناً كنت أبقى في الفندق في العطلات فقط لأنني سمعت بأن لديهم حمامات رائعة |
Nutuk çekmekte ne kadar güzel olduğunu duyduğum için sana geldim. | Open Subtitles | جئت إليك لأنني سمعت أنك جيد في ايصال الرسائل |
Sorun yaşadığınızı duyduğum için ikinizi birden çağırdım. | Open Subtitles | لقد استدعيت كلاكما لأنني سمعت أنكما تفتعلان المشكلات |
Çünkü duyduğuma göre... başkaları için bir şey yapmayan bencil bir dallamadan gelmiş. | Open Subtitles | لأنني سمعت أنه من شحص محب لنفسه لعين, الذي لا يفعل شيئ لأحد. |
Çünkü duyduğuma göre orada kamyonda görevliymiş ve teğmenle gizli saklı çıkıyorlarmış. | Open Subtitles | لأنني سمعت بأنها كانت تعمل ضمن الشاحنة هناك وأنها واعدت الملازم نوعاً ما مهضومه |
- Acele etseniz iyi olur Çünkü duyduğuma göre durumu iyi değilmiş. | Open Subtitles | الأفضل أن تسرعوا لأنني سمعت أنه ليس بوضع جيد |
Seni görmeyi kabul ettim, çünkü ciddi ve saygıdeğer biri olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد وافقت أن أقابلك لأنني سمعت أنك رجل جدي يجب معاملتة باحترام |
Tekinsiz bir yer olduğuna dair hikayeler duyduğum için evi kiraladım. | Open Subtitles | انا استأجرت المنزل، لأنني سمعت قصص عنه |
Buraya yardıma ihtiyacınız olduğunu duyduğum için geldim. | Open Subtitles | و أتيت... لأنني سمعت أنك بحاجة للمساعده. |
Evden çıkarıldığınızı duyduğum için geldim. | Open Subtitles | جئت لأنني سمعت أنكم طردتم |
Güzelmiş, Çünkü duyduğuma göre hala fakirmişsin ve garsonluk yapıyormuşsun. | Open Subtitles | بضعة منصفوف الرقص لكي أحرقه, لذا... جيد, لأنني سمعت أنك لا تزالين فقيرة وأنك تعملين كنادلة |
Çünkü duyduğuma göre orada gerçek özgürlük var. | Open Subtitles | لأنني سمعت أنهم يقيمون الحرية هناك |
Bu komik. Onun en iyilerden biri olduğunu duydum. | Open Subtitles | هذا أمر غريب، لأنني سمعت أنهالأفضلفي مجاله. |
Umarım yolda bir Küba restoranı vardır, çünkü Küba mutfağının Miami'de çok iyi olduğunu duydum. | Open Subtitles | هناك بعض المطاعم الجيدية الكوبية هنا لأنني سمعت أن الطعام الكوبي جيد في ميامي |