Londra'da yataklarındaki beyler de burada olmadıkları için kendilerini şanslı sayacaklar. | Open Subtitles | أما السادة النائمين في لندن فعليهم أن يعتبروا أنفسهم ملعونين لأنهم ليسوا هنا |
Wesen olmadıkları için Grausenlar Grimmlerin yetki alanına dâhil değiller. | Open Subtitles | "أن مجابهة الـ"جراوزنز" ليس من اختصاص الـ"غريم" لأنهم ليسوا "فيسن"، |
Wesen olmadıkları için Grausenlar Grimmlerin yetki alanına dâhil değiller. | Open Subtitles | "أن مجابهة الـ"جراوزنز" ليس من اختصاص الـ"غريم" لأنهم ليسوا "فيسن"، |
Bu kötü durum Fantastik Dörtlü için son derece sıradandır, Çünkü onlar diğer süper kahramanlara benzemez. | Open Subtitles | كانت ورطة عظيمة للأربعة الخارقين لأنهم ليسوا كأي أبطال خارقين آخرين، وإنما هم أشبه بعائلة |
Çünkü onlar hintli değil kadın! Onlar yahudi! | Open Subtitles | هذا لأنهم ليسوا مثل النساء العاملات انهم يهود |
Biz olamadığımız için bizi hor görüyorlar gibi bir şey. | Open Subtitles | هو كما لو أن يحتقروننا لأنهم ليسوا نا. |
Biz olamadığımız için bizden nefret ediyorlar. | Open Subtitles | يكرهوننا لأنهم ليسوا نا. |
Birisine sırf beyaz diye yardım etmenin neredeyse beyaz olmadıkları için ayrımcıIık yapmak kadar kötü bir şey olduğunu unutmayalım. | Open Subtitles | ان مساعدة الناس لأنهم بيض يكاد يكون بسوء عدم الإحسان إليهم لأنهم ليسوا بيض |
Onlara yeterli olmadıkları için istedikleri şeyleri alamadıkları söylendi. | Open Subtitles | لقد قيل لهم بأنهم لا يستطيعون الوصول الى المناصب التي كانوا يريدونها لأنهم ليسوا جيدين بما فيه الكفاية ليس لي علاقة بالأمر |
- Baygın olmadıkları için mi? | Open Subtitles | لأنهم ليسوا فاقدين للوعي؟ |
Öyle sanırsın ama genelde, The Strokes olmadıkları için çok sinirli olan nevrotik müzisyenlerden gelen bin tane e-postayı cevaplıyorum. | Open Subtitles | تظنين ذلك، لكن أساساً هذا يعني الرد على آلاف الرسائل الإلكترونية من موسيقيين عصابيين كل يوم ومنزعجين لأنهم ليسوا فرقة "ذا ستروكس". |
Bizim bulmuş olduğumuz harika çalışmalardan birine yatırımcılar pek çok kez şu soruyu sorabilir: ölçeklenebilir model nedir? Yani belli bir yerde ,zamanda ve bölgedeki bir topluluğun ihtiyaçları sadece o bölgede ihtiyaç haline geliyorsa, büyük bir ölçeğin parçası olmadıkları için bu ihtiyaçların bedava karşılanması meşru değildir. | TED | واحدة من أكثر الدراسات التي وجدناها هي أن المستثمرون دائمًا ما يسألون هذا السؤال-- "ما هو النموذج القابل للنمو؟"-- كما لو كانت حاجة المجتمع الذي فقط يقع في مساحة وزمن معينين واحتياجاته الخاصة ترتبط فقد بهذه المساحة الجغرافية، كما لو كان ليس لهم الحق المشروع في أن يحصلوا عليها مجانًا، لأنهم ليسوا جزءًا من شريحة أكبر. |
Böyle bişeyden sıyrılamaz. Çünkü onlar benim çocuklarım değil. | Open Subtitles | أنها لايمكنها ان تنجح مع ذلك , لأنهم ليسوا أطفالي |
Aslında diyeceğim şu ki, Almanlar bizim gibi davranmıyor, bizim gibi de düşünmüyor, Çünkü onlar bizim gibi Tanrı'nın çocukları değil. | Open Subtitles | أخبركم بالحقيقة ,الألمان لا يتصرفون مثلنا ليس حتى يفكرون مثلنا لأنهم ليسوا مثلنا |
Görmezsin Çünkü onlar senin gibi karaborsa ayaktakımından değil. | Open Subtitles | لم تقابل مثلهم من قبل لأنهم ليسوا مشترين سوق سوداء مثلك |
Size isimleri veremem Çünkü onlar bizim şöförlerimiz degil. | Open Subtitles | لا أستطيع إعطاءك الأسماء لأنهم ليسوا سائقينا |
Çünkü onlar güç hakkında ciddi değil,nedeni bu. | Open Subtitles | لأنهم ليسوا جديين بما يخص القوة. |
Biz olamadığımız için bizden nefret ediyorlar. | Open Subtitles | يكرهوننا لأنهم ليسوا نا. |