O kaza başıma gelen en iyi şeydi, çünkü hapishaneye gittiğim de temizlendim, | Open Subtitles | الحادث كان أفضل ماحدث لي لأني في السجن , أصبحت أقلعت عن المخدرات |
Onu seviyorum çünkü her gün karar veriyorum, bazen oyuncu bir biçimde, ve bazen o anın mantığına aykırı bir biçimde, yaşama sebeplerine bağlanmaya. | TED | إنني أحبه لأني في كل يوم أقرر، في بعض الأحيان بشجاعة، و في البعض الآخر بعكس المنطق، أن أتعلق بشدة بأسباب الحياة. |
Sonra; size söylemeliyim ki ben şöyleyim, pek rahat değilim, çünkü genellikle, hayatta, düşünüyorum ki işim tamamen gereksiz. | TED | لابد أن أقول لكم إنني لست مرتاح، شئ من هذا القبيل لأني في العاده، أعتقد أن وظيفتي غير مهمة في الحياة على الإطلاق |
Ki bu benim açımdan iyi bir şeydi. çünkü basında çıkan fotoğraflarda ben de görünüyordum. Çoğunlukla Sophia'nın bacaklarının arasında. | TED | وكان هذا من حظي، لأني في أغلب صور الصحافة كنت ظاهرة كذلك، حتى لو كنت بين سيقان صوفيا |
çünkü ben de böyle bir izlenim yaratmıyorsun. | Open Subtitles | لأني في الحقيقة لا أفهم الإنطباع الذي لديك |
çünkü o zamanlar, her şeyin uyaklı bir şiir gibi olması gerektiğini düşünüyordum. | Open Subtitles | لأني في ذلك الوقت ظننت أن الكلام الموزون كان صحيحا |
Aroması ile ilgili bir problem olduğunu biliyordum ama bunu üstlerime belirtmedim çünkü, | Open Subtitles | علمتُ أن هناك مشكلة في صلصة المكرونة لكني لم أُبلغ رؤسائي لأني في الحقيقة |
çünkü listeni bozmayı hiç istemem. | Open Subtitles | لأني في الحقيقة لا اريد أن أعبث في قائمتك |
çünkü onu bulmaya her yaklaştığımda izini tekrar kaybettim | Open Subtitles | لأني في كل مرة أقترب منها، أفقد أثرها مرة أخرى. |
Annenle beni aynı kulvara koyma, çünkü ben önceliklerine önem veriyorum. | Open Subtitles | أتعلملاتضعنيوأمكبنفسالفريق ، لأني في الواقع أعتقد أن أولوياتك رائعة |
Yapamam çünkü hastanedeyim başım bir şeye bağlı şekilde. | Open Subtitles | لا أستطيع ، لأني في المستشفى ورأسي مربوط بشيء |
çünkü bir sabah uyandığımda ben de evin bir parçası olmuştum. | Open Subtitles | لأني في يوم من الأيام استيقظت و أنا متدفق فيه |
Facebook hesabı açmana yardımcı olacağım çünkü insanlara yardım etmek hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | سأساعدك لعمل صفحة على "الفيس بوك" لأني في الحقيقة, أحب مساعدة الناس. |
Ama artık anlıyorum çünkü kendiminkini de berbat ettim. | Open Subtitles | لكني الآن أفهم لأني في وضع مزري أنا نفسي |
çünkü bazen kollarımı çok şişman hissediyorum | Open Subtitles | لأني في بعض الأحيان أبدو وأن لدي أذرعة سمينة |
çünkü şuan burada fatura işleri ile ilgili uğraşıyorumda. | Open Subtitles | لأني في الواقع أحاول أن ألحق ببعض ساعات الفواتير |
çünkü burada ödemeleri takip etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لأني في الواقع أحاول أن ألحق ببعض ساعات الفواتير |
Hay sikeyim. Ortadan kaybolmak için yetecek kadar, çünkü gebermek üzereyim. | Open Subtitles | مال كافي حتى أتوارى عن الأنظار لأني في عداد الموتى |
Eğer bir gün trende olur da pencereden dışarı baktığınızda beni solladığınızı görüyorsanız, sizinle yarışma zahmetine girmem çünkü büyük ihtimalle Hollanda Ölüm Kliniğine gidiyorumdur. | Open Subtitles | لو أنك لم تركب قطار من قبل أبدًا، وتنظر من النافذة وتراقبني وأنا لا انشغل بسباقك هذا لأني في طريقي إلى عيادة هولندية جديدة للموت |
çünkü, aslında, Ben bir teorik fizikçi olarak çalışıyorum. | TED | لأني في الأساس أعمل كفيزيائي نظري |