Dikkat ederseniz, ona hemşirem demiyorum. çünkü inanılmaz güzeldir! | Open Subtitles | و أنا لا أدعوها بالأخت لأنَّها في غاية الجمال |
Ona son bir kez bak, çünkü bir daha geri dönmeyecek. | Open Subtitles | أنظر إليها للمرة الأخيرة لأنَّها لن تعود مطلقًا |
Dikkat ederseniz, ona hemşirem demiyorum. çünkü inanılmaz güzeldir! | Open Subtitles | و أنا لا أدعوها بالأخت لأنَّها في غاية الجمال |
Ona son bir kez bak, çünkü bir daha geri dönmeyecek. | Open Subtitles | أنظر إليها للمرة الأخيرة لأنَّها لن تعود مطلقًا |
Bulacaktım çünkü onunla olan 8 dakikamı uzatmanın tek yolu buydu. | Open Subtitles | وسأجدهُ لأنَّها الطريقة الوحيدة الّتي بها أمدّد دقايقي الـ8 معهُ |
çünkü bu şehir, Orta Dünya'nın en büyük krallığının girişindeydi: | Open Subtitles | هذه المدينة تكْمن لها أبواب لأنَّها من أعظم الممالِك في الأرض الوسطى |
Ah, hayır, o aslında bir şey yapıyor meşgul olurdum çünkü. | Open Subtitles | لا, لأنَّها ستكونُ مشغولةٌ في الواقعِ بفعلِ شئٍ ما |
Yani ' , doğru Sen ateş adamlar neden olduğunu karşısında küçük kız - onun adı, Malala ne oldu - o okula gitmek istedim çünkü . | Open Subtitles | الفتاة الصغيرةِ مباشرةً في وجهها ماذا كان إسمها؟ مالالا؟ لأنَّها أرادت فقط أن ترتاد المدرسة هل هذا هو قانونكم الإسلامي؟ |
Helen kendini öldürdü Granger zehirledi çünkü, ve biliyorduk ki, ona yaklaşıyor? | Open Subtitles | ? #? هيلين # قد قتلتْ نفسها لأنَّها قد قامت بتسميمِ "غرانجر" |
çünkü otomat makinelerine daha çok para harcamak zorunda kalırız. | Open Subtitles | لأنَّها تعني بأنَّنا سننفقُ مالاً أكثرَ في آلاتِ البيع |
çünkü o aşık olmayı planlamamıştı. | Open Subtitles | لأنَّها لم تخطِّط للوقوع في الحب |
- Onu görmemen gerekiyor-- - Harikalar çünkü Süpermen iç çamaşırlarıma uyuyorlar. | Open Subtitles | ... لم يتوجبُ عليك أن - إنها رائعة لأنَّها مناسبةٌ بالفعل - |
Müdahale işe yarar çünkü disleksiyi beyinde işlevsel bir çeşitlilik olarak uygun bir şekilde saptar ki doğal olarak bir kişiden diğerine her türlü çeşitliliği gösterir. | TED | تعملُ طريقةُ التدخُّلِ جيِّداً لأنَّها تضعُ عُسْرَ "القراءةِ" في مكانه الصحيح كتنوُّعٍ وظيفيٍّ في الدماغ، يوضِّح بشكلٍ طبيعيٍّ كلَّ أنماط التنوُّعات من شخصٍ لآخر. |
çünkü gerçekti. | Open Subtitles | لأنَّها كانت الحقيقة |
Bence gömlek ve kravata bayılacak çünkü sen almışsın. | Open Subtitles | نعم, أعتقدُ أنَّهُ سيعجبُ جداً بكلاً من (القميصِ و ربطةِ العنق) لأنَّها مُهداةٌ لهُ منكـِ |
- çünkü bunların hiçbiri gerçek değil. | Open Subtitles | لأنَّها ليست حقيقه. |
Gerçek şu ki Kara biraz sersem gibi bugün çünkü matbaadakilerle beraber baskı için tüm gece ayaktaydı. | Open Subtitles | الحقيقة هي (كارا) ربما ليست مستوعبة لأنَّها كانت مستيقظة طوال الليل |