çünkü herkes çok yorgun ve Justin ilk müzik videosunu yönettiği için mutluydu. | Open Subtitles | لأن الجميع مُرهق ومُثار. أن يقوم جاستن بإخراج أول موسيقى تصويرية. ذلك رائع. |
Yapmadık çünkü herkes ne yapacağını biliyor, dışarı doğru yürüyeceksin, bu kadar. | Open Subtitles | لم نقم بواحدة لأن الجميع يعلم طريقة إطفاء الحريق سير غلى الخارج |
Ama fotoğrafını internette arattım çünkü herkes internette gösteriş yapmayı sever. | Open Subtitles | لكني قارنت صورتها بما بمواقع التواصل لأن الجميع يحبون استرعاء الأنظار. |
çünkü herkesin bir noktada konuşmaya başlaması gerekecek. - Ne hakkında? | Open Subtitles | جيد , لأن الجميع سيتوجب عليهم التحدث في وقت ما |
Sana söylüyorum çünkü herkesin gizli kapaklı işleri vardır. | Open Subtitles | أنني أخبركِ لأن الجميع لديه شئ لا أحد يستطيع رؤيته. |
- Ama neden unutmayı seçtim? - çünkü herkes unutmayı seçer. | Open Subtitles | ولماذا أختار النسيان لأن الجميع يختارها |
Çünkü insanlar kostümlü ve maskeli. | Open Subtitles | لأن الجميع دائماً يرتدون أزياء تنكرية وأقنعة |
Tofu yemeğinden bir tür duvar yapardı, ve bu müşterilerin kafasını karıştırırdı, çünkü hepsi buranın bir restoran olduğunu düşünürdü. | TED | كانت تصنع ما يشبه الجدار من طبخ التوفو و كان ذلك يربك الزبائن، لأن الجميع ظن أنه مطعم. |
çünkü herkes bunu hissetmek ister. Her şey sessizdir, anlıyor musun? | Open Subtitles | لأن الجميع يود أن يشعر بذلك النسيم فتصبح الأجواء هادئة جدًا |
Bu oldukça önemli çünkü herkes dünya üzerinde ne kadar insan yaşayabileceğinin bir sınırı olduğunu biliyor. | TED | وهذا مهم في الواقع، لأن الجميع يدرك أن هناك نوعاً من الحد لعدد السكان الذي يمكن أن يكونوا على هذا الكوكب. |
Şunu belirtmeliyim ki bu, benim deneyimim çünkü herkes kendine özgü bir şekilde psikotik hale geliyor. | TED | أسارع الى القول و أضيف بأنها تجربتي، لأن الجميع يصبح مضطرب نفسياً بطريقته. |
Portia'nın puanları 4'ün etrafında toplanırdı çünkü herkes onun çok güzel olduğunu kabul ediyor. Ama Sarah Jessica Parker için fikirler tamamen bölünür. | TED | تقييم بورتيا سيكون متراكما حول 4 لأن الجميع متفق على أنها جميلة جدا، وفي حالة سارة جيسيكا باركر فإن الآراء تنقسم. |
Bu bir dinozorda büyüyen bir tanesinin resmi çünkü herkes dinozorların havalı olduğunu düşünüyor. | TED | هذه صورة لها وهي تتحول إلى ديناصور، لأن الجميع يعتقد أن الديناصورات رائعة. |
çünkü herkes, doğacak son kız olmasını umuyordu. | TED | لأن الجميع يأملون أن تكون الفتاة الأخيرة التي تولد. |
O sokak haritası herkesin üzerine düşen parçayı yapmasından ibaret ve muazzam bir kaynak oluşturur çünkü herkes kendi sokağını ekliyor. | TED | إذا أنا -- خارطة الطريق تلك هي أن يقوم كل شخص بجزئيته وهي توفر مورداً لا يصدق لأن الجميع يقوم بدوره. |
Başka kadınlarla görüşmeni de istemiyoruz çünkü herkesin dilinde. | Open Subtitles | ونريدك أن تتوقف عن مواعدة نساء أخريات، لأن الجميع يعلم بشأن هذا الأمر. |
Evet, çünkü herkesin yuvarlak köşeli dikdörtgenlere ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | أجل، لأن الجميع يريد مستطيلات ذي زوايا مدورة. |
Evet de o mesele için buralarda canını sıkmana gerek yok çünkü herkesin kafası güzel. | Open Subtitles | نعم, ولكن ليس عليك القلق بشأن ذلك هنا لأن الجميع هنا يثملون |
Evet, çünkü herkesin yuvarlak köşeli dikdörtgenlere ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | أجل، لأن الجميع يريد مستطيلات ذي زوايا مدورة. |
Bu çok güçlü bir şey çünkü herkesin her şeyi görebilme imkanı oluyor. | TED | وهي قوية جداً لأن الجميع يشاهد كل شئ |
- çünkü herkes şike yapıyordu. | Open Subtitles | لأن الجميع يدعها تفوز |
Çünkü insanlar her şekilde çekip gideceğini söylüyorlar. | Open Subtitles | لأن الجميع يقولون بأنه سيكون هناك اضراب جماعي في كل الأحوال |
çünkü hepsi çok genç. Aynı şey avcı-toplayıcı kabileleri ve ilk insanlar | TED | حسنا، ذلك كله لأن الجميع شباب. ونفس الشيء بالنسبة للقناصين المجمعين والإنسان البدائي |