Çünkü gerçek şu ki Oswald, sen kendini kurtarmak için herkesi feda edersin | Open Subtitles | لأن الحقيقة هي ، أوزوالد أنت على استعداد للتضحية بأي شخص لإنقاذ رقبتك |
Çünkü gerçek şu ki artık sanayi devriminde değiliz. | TED | لأن الحقيقة هي أن هذه ليست الحقبة الصناعية. |
Çünkü gerçek şu: eşitlik herkes için daha iyi. | TED | لأن الحقيقة هي: المساواة هي الأفضل بالنسبة إلى كل شخص. |
Çünkü işin gerçeği, bu resim çok da umurumda değil. | Open Subtitles | لأن الحقيقة هي أني لا أهتم مطلقاً لهذه الصوره. |
Çünkü işin gerçeği, bu yola girdiğin anda duracak mantıklı bir yer yoktur. | Open Subtitles | لأن الحقيقة هي ما إن تنزلي المنحدر فليس هناك مكان منطقي للتوقف |
Çünkü işin gerçeği bana ihtiyacınız var. | Open Subtitles | لأن الحقيقة هي ان جميعكم بحاجتي. |
Dostunmuşum gibi yapamazdım... Çünkü gerçek şu ki, dost olmak isteğime engel olamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أتظاهر أني صديقك لأن الحقيقة هي إني لا أستطيع التظاهر إني ليس صديقك |
Çünkü gerçek şu: Bunu Emily Rose'a yapan şeytan değildi. | Open Subtitles | لأن الحقيقة هي أنه لم يكن الشيطان هو من فعل هذا بإيميلي روز |
Çünkü gerçek şu ki, çoğu zaman onu görüyorum. | Open Subtitles | لأن الحقيقة هي.. أني اشاهدها في الكثير من الأوقات |
- Çünkü gerçek şu ki yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | لأن الحقيقة هي أنني لا اعرف ما اللذي أفعله |
Dün gece biraz saçma davranmış olabilirsin ama bu anormal bir şeydi, Çünkü gerçek şu sen değiştin çünkü Zoe Hart'la birlikte olmak seni daha iyi birisi yaptı. | Open Subtitles | تصرفت كأحمق ليلة أمس لكن ذلك كان حالة شاذة، لأن الحقيقة هي أنك تغيرت |
Çünkü gerçek şu ki, mumlarını bizimkinden tutuşturdukları vakit, herkes için gereken ışığın iki katı olacaktır. | TED | لأن الحقيقة هي أنه "عندما يضيئون شموعهم من شموعنا سيصبح النورالمتاح للجميع مضاعفا. |
Bedelsiz. Çünkü gerçek şu ki, benim hayatımı değiştirdin. | Open Subtitles | لأن الحقيقة هي أنك غيرت حياتى فعلاً |