Aslında bu kataloğu ben sana getirdim, çünkü yeni bir sandalye seçmen gerekiyor. | Open Subtitles | في الحقيقة , وضعت الكتالوج في يديك , لأن عليك إختيار مقعد جديد |
çünkü iğneyi güneş görmeyen bir yere yapman gerekiyor tatlım. | Open Subtitles | لأن عليك ان تضعها حيث لا تسطع الشمس يا عزيزي |
Bunu görmezden geleceğim çünkü şu an sana sinirli yeterince insan var. | Open Subtitles | سأتغاضى عن هذا لأن عليك أن تفهم الآن أن البعض مستاؤون منك |
dedim. çünkü araba kullanırken hem arabalardan hem ineklerde kaçmak gerekiyor. | TED | حرفيا، لأن عليك مراوغة الأبقار عند القيادة في نيروبي. |
Onu kandırdığını düşünüyordu, çünkü su olmadan hiçbir şey yetişmez. | Open Subtitles | ظنَ أنه قد غشه لأن عليك أن تملك الماء كي تزرع أي شيء |
çünkü sen herşeyi kontrol altında tutmalısın! | Open Subtitles | لأن عليك ان تكون مسيطراً تماماً على كل شيء |
çünkü bir baba gibi davranmayı bırakman ve daha çok komşu gibi davranmaya başlaman lazım. | Open Subtitles | لأن عليك التوقف عن التصرف كأب وتبدأ بالتصرف أكثر كجار |
çünkü her zaman yeni harikalara hazır olman gerek. | Open Subtitles | لأن عليك أن تكون مستعد دوماً لعجائب جديدة |
Umarım para yaptığına değer çünkü ömrünün sonuna kadar yaptığın şeyle yaşamak zorundasın. | Open Subtitles | آمل أن المال يستحق لأن عليك التعايش مع ما فعلت بقية حياتك |
Sana bunu anlatıyorum, çünkü soruşturmanın hangi safhada olduğunu bilmen gerekiyor. | Open Subtitles | وأنا أخبرك بذلك، لأن عليك أن تعرف أين يتجه التحقيق |
Araba kiralayamazsın, çünkü sürücü belgeni göstermen gerekir. | Open Subtitles | ولا تستأجر سيارة لأن عليك إظهار رخصتك |
çünkü artık yemeği yapmaya başlaman lazım. | Open Subtitles | لأن عليك البدأ في طهي العشاء، أتفقنا؟ |
İnsanlar bilecekler, çünkü sen daha iyi olacaksın. | Open Subtitles | وأنها سوف تعرف لأن عليك أن تكون أفضل. |
çünkü benimle bir geleceğin olmadığını anlamak zorundasın. | Open Subtitles | لأن عليك أن تدرك أنه لا يوجد مستقبل معي |
çünkü buradan gitmen gerekecek. Çalışırken onun burada olmasını istemeyiz, değil mi? | Open Subtitles | لأن عليك الذهاب , فلا يجوز وجودك هنا |
çünkü bunun ardından hemen yenisini çıkarman gerekecek. | Open Subtitles | لأن عليك إنتاج عمل يتبع هذا سريعا |
çünkü Ürdün Vadisinden çekilmemizi bekleme bizden. | Open Subtitles | لأن عليك نسيان أن ننسحب " في وادي " الأردن |
çünkü şimdi acaba burada durup hastayı geride göremediğim kanserli hücre kalma riskiyle göndermeli miyim ya da genelde bir inç falan gibi tümörün etrafından kesin olarak her şeyi aldığıma emin olmak için birkaç ilave alan daha mı almalıyım ? | TED | لأن عليك أن تقرر الأن، هل عليَ أن أتوقف الأن و أدع هذا المريض يذهب، مخاطرا بإحتمال تبقي بعض الخلايا السرطانية التي لم أتمكن من رؤيتها، أو هل ينبغي عليَ استئصال أجزاء إضافية، بمقدار بوصة واحدة تقريبا حول الورم فقط لأتأكد من كوني تخلصت من كل شيء؟ |
çünkü bana sormak zorundasın. | Open Subtitles | لأن عليك أن تسأليني |
çünkü buradan gitmen gerekecek. | Open Subtitles | لأن عليك أن تذهب بعيداً |