"لأن ليس" - Traduction Arabe en Turc

    • olmadığı için
        
    • - Çünkü
        
    • yok çünkü
        
    • Çünkü annemin ya
        
    • sanıyorsun çünkü
        
    • olması için de bir
        
    Yani gidecek hiçbir yeri olmadığı için oradan oraya dolanıyordu. Open Subtitles فظلت تمشى و تمشى لأن ليس لها مكان تذهب إليه
    Dürüst olmak gerekirse yapacak bir şeyim olmadığı için somurtup oturuyorum. Open Subtitles حسنا , لأكون صريج انا اعبس لأن ليس لدى شيئ لفعلة
    Üzerinizde bir madalya dahi olmadığı için ne kadar da derli toplu görünüyorsunuz. Open Subtitles تبدو مرتب جداً، لأن ليس لديك شرف أو أشكال أخرى من تمييز الديكور
    - Çünkü 4. bölgeye girme yetkin yok. Open Subtitles لأن ليس لديك أربعة تطهير المنطقة.
    Oğlum dışında kimseye ayıracak vaktim yok. Çünkü pek vakti kalmadı. Open Subtitles ليس لدى وقتُ لأحدٍ غيره، لأن ليس لديه الكثير من الوقت.
    Çünkü annemin ya da benim hayatımda olanlarla ilgili söz hakkın yok. Open Subtitles لأن ليس في حياتنا ما يخصك
    Belki de ortadan gerçekten bir yalan olmadığı için yalan bulmakta zorlanıyorsunuzdur. Open Subtitles ربما يشق عليكَ البحث عن الكذب، لأن ليس هنالك كذب لتعثر عليهِ.
    Bunu size karşı bir davası olmadığı için teklif ediyor. Open Subtitles هو يعرض عليك هذا فقط لأن ليس لديه قضية ضدك
    Senin ve senin arkadaşların kadar param olmadığı için okul taksitimin ödenmesi veya zenci olduğum içinse, kalmamayı tercih ederim. Open Subtitles التمكن من دفع فاتورة تعليمي لأن ليس لديَّ مال بقدركِ أو بقدر أصدقاءكِ, أو لأنني سوداء.. أفضل عدم البقاء.
    Annem hiçbir planın olmadığını itiraf ettirdiği için mi, yoksa hiçbir planın olmadığı için mi? Open Subtitles لأن أمي جعلتك تعترف أنه ليس لديك خطط أو لأن ليس لديك خطط؟
    Muhtemelen bunu yapmak o kadar kolay olmadığı için. Open Subtitles من المحتمل لأن ليس من السّهلِ ذلك يَعمَلُ.
    Başka seçeneğiniz olmadığı için söylediğiniz şeyler. Open Subtitles بعض الأشياء تقولها لأن ليس لديك خيار آخر
    Seçeneğim olmadığı için Provence'ta yaşadığımı sanman. Open Subtitles انني اعيش في بروفانس لأن ليس لدي خيار آخر سواها
    Çocuğun olmadığı için şanslısın. Open Subtitles بطريقة ما، أنتِ محظوظة لأن ليس لديك أطفال.
    Yoksa param yok ve olması için de bir gayretim olmadığı için mi? Open Subtitles أو لأن ليس لدي مال ولا رغبة في الحصول عليه؟
    Kanadalılar, kendileriyle yaşayan büyük bir Yahudi nüfusu olmadığı için bunu fark etmede zorlanırlar da. Open Subtitles الكنديّون يصعب عليهم تمييز السخرية لأن ليس لدينا طائفة يهودية كبيرة
    Bunun belki de hayatında Tanrı olmadığı için başına gelebileceği aklına hiç geldi mi? Open Subtitles هل سبق حدث ذلك لك أن ربما ذلك لأن ليس لديك الله في حياتك؟
    Eğer insanları şiddet ile yönetirsen kaybedecekleri bir şey olmadığı için eninde sonunda ayaklanırlar. Open Subtitles إذا حاولت السيطرة على الناس بالقوة فسيقاتلونك في النهاية، لأن ليس لديهم ما يخسروه
    - Çünkü aşkımızı paylaşacak başka kimsemiz yok. Open Subtitles بينكم انتم الثلاثة - لأن ليس هناك اي شخص اخر
    Ama şimdi konuşuyor ve dediği hiçbir şey anlaşılmıyor, dişleri yok çünkü! Open Subtitles لأنه يحاول التكلم الآن ولكني لا أفهمه الآن لأن ليس لديه أسنان.
    Çünkü annemin ya da benim hayatımda olanlarla ilgili söz hakkın yok. Open Subtitles لأن ليس في حياتنا ما يخصك
    Eroin satarak milyonlar kazandığımı mı sanıyorsun çünkü sıska bir sürtüğün ölmesini hazmedemem mi? Open Subtitles كسبتُ الملايين... من بيع المخدرات لأن ليس لدي الشجاعة لقتل عاهرة نحيلة؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus