Eğer öyle ise, bu soruyu destekleyen herhangi bir kanıtla yüzleşme hakkım olmalı. | Open Subtitles | لو كان كذلك، أظن لديّ الحق لأواجه أيّ دليل يدعم هذا السؤال. |
Rakibimle yüzleşme ve Krista'nın ne kadar önemli olduğunu söyleme hakkım vardı. | Open Subtitles | كان لدي الحق لأواجه منافسي لأخبره أهمية كريستا بالنسبة لي |
Eğer öyle ise, bu soruyu destekleyen herhangi bir kanıtla yüzleşme hakkım olmalı. | Open Subtitles | لو كان كذلك، أظن لديّ الحق لأواجه أيّ دليل يدعم هذا السؤال. |
Her ne kadar acı verse de gerçekle yüzleşmekten kaçınmam. | Open Subtitles | وأن ليس لدي أية مشكلة لأواجه الحقيقة مهما قد تكون مـؤلمة |
Uçma korkumla yüzleşmekten daha iyi bir yol bulamadım. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير بطريقة أفضل لأواجه خوفي الشديد من الطيران -دوايت) ) |
Gerçekle yüzleşebilmeyi. | Open Subtitles | لأواجه واقعي هذا |
Gerçekle yüzleşebilmeyi. | Open Subtitles | لأواجه واقعي هذا |
Ama korkuma bakıp korkumla yüzleşecek bir nebze cesaret bulmak için dua ederim. | Open Subtitles | وأدعو لأجد شجاعة بسيطة لأواجه ذلك الخوف. |
Bunu bilmek dışarıda sadece bir kişi benim arkamda... bu...bu bana herkesle yüzleşme gücünü verdi. | Open Subtitles | بمعرفه هذا يوجد شخص واحد بالخارج قام بدعمى لقد اعطانى الفرصه لأواجه اى شئ |
Bu iş hayalin ama. Gerçekle yüzleşme vakti gelmiştir belki de. | Open Subtitles | و لكن هذا العمل هو حلمك - حسنا، ربما حان الوقت لأواجه الواقع - |
Artık günahlarım için çektiğim cezayla yüzleşme vakti. | Open Subtitles | قد حان الوقت لأواجه العقاب الذي أستحقّه |
- Hannah, tatlım şeytanlarımla yüzleşme vaktim geldi. | Open Subtitles | -هانا) عزيزتي) حان الوقت لأواجه شياطيني |
Bununla yüzleşecek kadar değil. | Open Subtitles | ليس بما يكفي لأواجه ... |